Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 10. Bölüm

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 10. Bölüm
ALINTIDIR

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 10. Bölüm! ( 30 Y., Konya / Türkiye)

Sabah karım uyandırdı tekrar. Giyinmiş hazırlanmıştı. Duşa girdim, sıcak suyun altında kendime geldim. Karım dün aldığım dizlerine gelen pantolonunu ve tişörtünü giymişti. Pantolon götünü sıkmış, açığa çıkarmıştı. Onun bu hali beni azdırıyordu. Kurulanırken götüne bir şaplak attım. “Ayy ne yapıyorsun? Sabah sabah yine azdın mı?” diye söylenince, “Sen böyle giyinirsen ben tabii azarım!” dedim. Aşağıya kahvaltıya indik. Karım Esra’yı arayıp, “Hadi neredesiniz, al ablanı gel aşağı!” diye azarlarcasına konuştu. Biraz sonra kızlar masamıza geldi. Özge bana bakmamaya çalışıyordu. Birlikte kahvaltımızı yaptık.

Öğleye kadar havuzda kaldım. Çıktığım zaman karımın yanındaki şezlongda orta yaşlı bir kadın vardı ve karımla konuşuyordu. Ben yanlarına gittiğim zaman, karım beni gösterip, “İşte benim beyim.” dedi. Merhaba anlamında başımı salladım. Kadın, “Merhaba!” dedi. Karım, “Bak bu Remziye abla, İstanbul’dan gelmiş.” dedi. Kadına, “Merhaba!” dedim bu kez. Daha sonra vücuduma güneş kremi sürüp uzandım. Öğle yemeğinde Remziye hanım da bize eşlik etti. Yanında 18-19 yaşlarında bir kızı ve yaşlı annesi vardı. Kızı çok güzeldi. Remziye hanım ise esmer, uzun boylu, ama pek güzel bir kadın değildi. Ara sıra ona bakıp duruyordum. Remziye hanımla ilgili bilgileri karımdan aldım daha sonra. 48 yaşında, kocasından boşanmış dul bir kadınmış. İstanbul’da İngilizce öğretmeni olarak çalışıyormuş. Ayrıca bir oğlu varmış üniversitede okuyan.

Remziye hanım yaşına rağmen üzerinde desenli bir bikiniyle güneşleniyordu. Vücudunda ve yüzünde hafif kırışıklar vardı. Memeleri karımınki kadar büyük ve sarkıktı. Kızının da üzerinde kırmızı bir bikini vardı. Kızı, Özge ve Esra ile iyi arkadaş olmuştu, beraber havuzdalardı. Karım tuvalete gitmek için kalktığında, Remziye hanımın bana güneş gözlüklerinin arkasından baktığını görüyordum. Saçlarını düzeltiyor, ayaklarını şezlongun üzerinde sallıyordu. Sigarasını yakmak için çakmak ararken, ondan önce davrandım sigarasını yaktım. Sigarasından ilk dumanını çekerken, “Mersi!” diyerek bana baktı. Konuşmak için konu arıyor gibiydi. “Eşiniz çok hanım bir kadın…” dedi. “Evet, öyledir.” dedim. “Kusura bakmazsanız bir şey sormak istiyorum?” dedi. “Buyurun!” dediğim zaman, “Şeyy, karınız size göre biraz yaşlı gibime geldi, oysa siz çok gençsiniz. Acaba karınızın ikinci evliliği mi?” dedi. Remziye hanım aramızdaki durumu anlamaya çalışıyordu. “Evet, öyle! Ben onun ikinci kocasıyım. Ama durum biraz karışık!” dedim. “Anlamadım?” deyince, “Müsait bir zamanda anlatırım!” dedim. “Memnuniyetle!” diyerek sigarasından bir nefes çekti. O sırada karım da aramıza geldi tekrar. Remziye hanım bana iş atıyordu. Bu tatilde onu sikmeden eve dönmemeye karar verdim. Remziye hanım kendisine ve karıma içecek bir şeyler almak için kalktığında arkasından ona baktım, bana mesaj verircesine götünü sağa sola sallayıp kıvırtıyordu. Vücudu yanmış, bikininin izleri götünde belli oluyordu. Her halinden kaşar olduğu anlaşılıyordu.

Akşam yemeğinde de Remziye hanım bize eşlik etti. Üzerine mini bir etekle, askılı bir bluz giymişti, altında sutyeni görünüyordu. Kızlarsa kendi aralarında bir grup kurmuşlardı, sanki bizimle ilgileri yoktu. Remziye hanımın annesi ise genelde odasında oluyordu zaten.

Gece, karımla odamıza girdiğimizde, karım, “Remziye ablanın mayosu ne kadar açık öyle. İyi bir kadın, ama çok açık giyiniyor. Dul olunca öyle götünü başını açması mı gerekiyor?” dedi. “Sana ne, sen kendine bak. Boş ver, kendi düşünsün!” dedim. Karımla birlikte duşa girdik. Otelin banyosu bizim evdekinden lükstü. Duşun altında karımın memelerini emiyor, öpüyordum. Karım ise elini yarağıma atmış sıvazlıyordu. Banyonun kapısını kapattım. Karıma lavabodan tutmasını söyledim, hafifçe öne eğdim. Arkasına geçerek bacaklarını ayırdım ve amına girdim. Hızlanarak sikmeye başladım. Karım, “Oğhh, ımm, ağhh, devam et, oğhh, sik beni, sik beni!” diyerek inliyor, konuşuyordu.

Daha çok pompalamaya başladım. Küçük banyonun içinde kasıklarımdan gelen sesler yankılanıyordu. Memeleri sallanıyordu sürekli. Elimi memelerine atarak yoğurmaya başladım. Karım da elimi tutmuş, inliyordu. Birkaç dakika bu şekilde amında gidip geldim. Sonunda boşaldım. Yarağımı amından çıkararak birbirimize sarıldık. Tekrar duşun altına girip yıkandık. Yatağa girdiğimiz zaman, karım, “Götümden de sikecek misin?” diye sordu. Çok şaşırmıştım, “Niye sordun?” dedim. “Ne bileyim, belki istersin herhalde diye düşündüm…” dedi. “Senin için sakıncası yok mu?” dediğimde, “Yok, artık canım eskisi gibi acımıyor, hem seni çok seviyorum. Sen iste canımı vereyim!” dedi. Onu dudaklarından öptüm, “Yok, şimdi değil. Sonra yaparız!” dedim. “İyi, sen bilirsin.” dedi. Birbirimize sarılarak uyuduk.

Sabah erkenden uyandım. Karım halen yatıyordu. Balkona çıkıp sabah serinliğini hissettim. Yatakta yatan karıma baktım. Geceliği sıyrılmış, bembeyaz bacakları, kalçaları ortadaydı. Yüz üstü yatıyordu ve götü tümsek gibi havadaydı. Onu götünden sikmek istiyordum. Yanına yanaştım ve o uyurken bacaklarını okşamaya, öpmeye başladım. Hafifçe doğrulup yan döndü, “Ne yapıyorsun?” dedi. “Akşam yarım bıraktığımız işi!” dedim. “Ne işi?” dedi. “Götünden sikeceğim seni şimdi!” dedim. “Töbe töbe, sabah sabah olur mu böyle şey!” diye tepki gösterdi. Ama ben, vücudunu, bacaklarını okşamaya devam ettim. Ardından külotumu çıkarıp çıplak kaldım. Karımın yanına geldim ve “Ağzına al, hadi!” dedim. Bana bakarak ters bir şekilde başını salladı, ama daha sonra yatakta doğrularak yarağımı ağzına aldı. İştahla yalamaya, emmeye başladı.

Sanki acelesi varmış gibiydi, başını ileri geri oynatarak yarağımı emiyordu. Bu kadarı yarağımı kaldırmaya yetmişti. Yarağımı ağzından çıkardım, kollarından tutarak götü bana doğru dönecek şekilde çevirdim. Dizlerinin üzerinde domalmış, yataktan elleriyle destek alıyordu. Geceliğini yukarı sıyırdım, içine minik bir külot giymişti, onu sıyırdım aşağı. Götünün yanaklarını iki yana iyice açınca eskisi gibi kapalı durmayan göt deliği açığa çıktı. Dizlerimi hafifçe kırdım, yarağımın kafasını yavaş yavaş götüne sokmaya başladım. Kafası kolayca girince, bu sefer kalçalarından tutarak karımı kendime çektim, ileri doğru abanmaya başladım. Yarağım içine giriyordu. Bu sırada karım, “Ağhh, ımm, ayy!” diyerek başını geriye atıp duruyordu. Bana, “Krem yok mu?” dediğinde, “Kreme gerek yok, alışırsın böylesine!” dedim. Yarağım yarısına kadar içine girmişti. Karımın canının yandığını hissediyordum, Özge’ye dediğim gibi yastığı ısırmasını söyledim. Karım yastığı var gücüyle ısırdı.

Götünde bir süre bekledim. Acısı biraz azalmış gibiydi. Hızlanmaya başladım. Kalçalarından sıkıca tuttuğum için kendini kurtarmak istese de yapamıyordu. Büyük bir zevk alıyordum. Yarağım daha çok götüne girer olmuştu. Karım yastık ağzında boğuk sesler çıkartıyordu. Birkaç dakika boyunca onu bu şekilde siktikten sonra döllerimi götüne boşalttım. Biraz daha götünde kaldım. Yarağımı çıkarınca döllerim bacaklarına akıyordu. Yatağa da birkaç damla düşmüştü. Karım ağzındaki yastığı çıkarınca derin derin nefes alıp verdi ve “Uff, böyle çok acıdı. Krem kullan bundan sonra!” dedi. “Geçer, alışırsın. Hem her zaman kremi nerden bulalım?” dedim. Yavaşça doğruldu, acıdan inlemeye devam ediyordu, birlikte duşa girdik. Birbirimizi güzelce yıkadık. Göt deliğine iyice su tuttum, yıkadım, temizledim.

Kahvaltıya indiğimizde Remziye hanım tek başınaydı, “Kızım ve annem halen yatıyor.” dedi. Üçümüz kahvaltımızı yaptıktan sonra bahçede yürüyüşe çıktık. Remziye hanım, dar beyaz bir kısa pantolon giymişti. İçindeki bikinisinin altı belli oluyordu. Dolgu topuklu bir ayakkabı giymiş, kıvırta kıvırta gidiyordu. Karımla iyi anlaşmıştı. Bir ara karıma, “Hayatım sen neden bikini giymiyorsun?” diye sorunca, karım bikininin ne olduğunu bilmediğinden, “Bikini ne abla?” dedi. Remziye hanım biraz güldü, “İki parçalı mayo aşkım, benimki gibi. Sen neden giymiyorsun? Çok güzel vücudun var. Hem kocanın da hoşuna gider!” dedi. Bunları duyunca karım biraz bozuldu, bana baktı. Ben idare et anlamında işaret ettim. Karım, “Bilmiyorum, mağazada bu vardı, bunu aldık.” dedi. Remziye hanım hemen, “Aşkım benim kullanmadığım bir bikinim var, istersen sana onu vereyim, giyersin!” dedi. Karım, “Olur!” dedi. Giyeceğinden değil, başından savmak için olur dediğini biliyordum. Remziye hanım daha sonra önceki evliliğini anlatmaya başladı, kocası kendisini başka bir kadınla yıllarca aldatmış. Remziye hanım bunu öğrenir öğrenmez hemen ondan boşanmış. Kocasının arkasından verip veriştiriyordu. Sonra karıma dönüp, “Aşkım sen anlatsana, sen nereden buldun bu yakışıklıyı?” dedi. Karım kızarmıştı, cevap verecek, ama ne söyleyeceğini bilmiyordu. Remziye hanım karımın kızardığını gördü ve bu sefer, “Ay, çok da utangaçmış benim şekerim!” diyerek karımın omzuna hafifçe vurdu.

Havuzun kenarında şezlonglara uzandık. Kızlar da kahvaltılarını yapıp, havuzun kenarına gelmişlerdi. Özge de Esra ve Remziye hanımın kızıyla birlikteydi. Geçen geceden beri kendisiyle hiç konuşmamıştım. Ben havuza girmek için kalktığımda Remziye hanım da, “Ay ben de biraz havuza gireyim!” dedi, sonra karıma, “Aşkım sen gelmiyor musun?” diye sorunca, karım, “Yok abla, ben böyle iyiyim!” dedi.

Önden ben, arkadan Remziye hanım havuza girdik. Remziye hanımın kıçımdan ayrılmadığını görüyordum. Havuzun içinde bana iyice yanaşıp, “Karını da çok üzdüm galiba?” dedi. Ben de, “O benim ölen amcaoğlumun karısıydı. O ölünce töre gereği onunla ben evlendim!” dedim. Remziye hanım bunu duyunca ağzı açıldı, “Ay inanmıyorum! Onun için sen ondan böyle gençsin, öyle mi?” dedi. Daha sonra kahkaha ile karışık, “Ay, keşke bizim de böyle bir töremiz olsaymış. Ben de alırdım genç bir delikanlıyı!” dedi. Kadın artık yavşamıştı, ağzımın içine girecekti neredeyse. Bu kadını sikmek bana farz olmuştu.

Havuzun içinde küçük girintiler vardı, dekorasyon diye yapılan küçük mağaralar. Onlardan birine doğru yüzdüm. Girintinin içinde önünüzden biri geçmedikçe kimse sizi göremezdi. Yani karım ve kızların görmesi imkânsızdı. Oraya gidince Remziye hanım da arkamdan geldi. O esnada suyun içinde yüzmeyi bırakıp ayaklarmı havuzun tabanına koydum. Remziye hanımı belinden kavrayıp kendime çektim ve sarıldım, dudaklarından öpmeye başladım. Bir taraftan da memelerini okşuyordum. Bikininin üstünden elimi içeri soktum. Memesini var gücümle sıkmaya, yoğurmaya başladım. Islak dudaklarını emiyordum, Remziye hanım kendini geriye atıp havuzun duvarına tutundu iki eliyle. Şimdi suyun içinde aşağı yukarı inip çıkma derdi kalmamıştı böylece.

Boynunu öpüyordum, elim halen memesinde çalışmaya devam ediyordu. Meme uçlarını parmaklarımla sıktıkça hafif hafif inliyordu. Derken elimi memesinden çektim ve alttan bikinisinin içine soktum. Amının dudakları karımınki kadar büyük ve etli değildi. Orta parmağımı içine soktum, bir süre içinde sokup çıkardım. O sırada Remziye hanım da şortumun içine elini sokmuş, kalkık yarağımı okşuyordu. Sırtını duvara yaslamıştım. Suyun içinde sikecektim neredeyse. Vücutlarımız suyun içinde kenetlenmişti, birbirimizin dilini emiyorduk. Neredeyse boşalacaktım. Kendimi geri çektim. Remziye hanım ise devam etmemi istiyordu. Bir süre suyun içinde batıp çıktım. Kalkık yarağımın inmesini bekliyordum. Daha sonra, önden ben, arkamdan Remziye hanım tekrar yüzmeye başladık.

Karım yüzüstü uzanmış yatıyordu. Kızlar da yanındaydı. Remziye hanım ile birlikte havuzdan çıktık. Remziye hanım karıma, “Hayatım su çok güzel, sen de bir gir istersen!” dese de, karım pek oralı olmadı. Karım bana, “Nerede kaldın, merak ettim!” dedi. “Havuzun öbür ucuna kadar yüzdüm!” dedim. Karımın Remziye hanım ile benden şüphelenmemesi için çabalıyordum.

Akşam yemeğinden sonra hepimiz animasyon gösterisini izledik. Beraber akşam serinliğinde bahçede dolaşıp birşeyler içiyorduk. Remziye hanım sabah giydiği beyaz dar pantolonu giymişti yine, altında ise külot yok gibiydi. Üzerinde de bir tişört vardı. Kıvırta kıvırta gidiyordu. Artık saat geç olduğundan otelde kalanlar odalarına gidiyordu. Karım da uykusunun geldiğini söylüyordu. Remziye hanım, “Ay böyle havada uyunur mu?” diyerek karıma takılıyordu. Karım ona, “Sizin uykunuz gelmedi mi?” diye sorunca, “Ay gelmedi vallahi, biraz daha kalırım ben!” dedi. Bu aslında bana verdiği bir mesajdı. Remziye hanım annesi ve kızıyla aynı odada kalıyordu. Onun odasına gidemezdim. Bu işi başka şekilde yapmalıydım. Otelin denize inen tarafında küçük bir kulübe dikkatimi çekmişti. Otel bahçesinde çalışanlar malzemelerini koyuyorlardı oraya. Gündüz bakmıştım birkaç defa. Odama çıkarken Remziye hanımın kulağına, “Deniz tarafına in, beni bekle!” dedim. Dediğimi anlamıştı. Remziye hanım aşağıda tek başına kalmış, ben karım ve kızlar odalarımıza çekilmiştik.

Karımla beraber yatağa girdik. Karımın kısa sürede uykusu gelmiş, horlamaya başlamıştı. Yataktan sessizce kalktım, odadan çıkıp aşağı indim. Deniz tarafına doğru yürüdüm. Bahçeyi aydınlatan ışıklar vardı, ama bahçenin bazı tarafları karanlıkta kalıyordu. O sırada, “Hişşşt, hey!” diye bir ses duydum. Sesin geldiği yere doğru yürüdüm. Remziye hanım bir ağacın dibine oturmuştu, elinden tuttum ve onu dediğim kulübeye götürdüm. Kulübenin hela kapısı gibi bir tahta kapısı vardı, kapının altında ve üstünde yaklaşık 25-30 santimlik aralık vardı. Üzerinde kilit yoktu, hafifçe itince açıldı. İçerde çalışanların malzemeleri vardı. Dışardan ayın ışığı bir miktar aydınlatıyordu içeriyi.

Remziye hanımla ile birlikte soyunduk. Hemen omuzlarından tutarak çömelttim onu. Remziye hanım deneyimli ve feleğin çemberinden geçmiş bir kadındı. Hemen ağzına yarağımı aldı ve iştahla yalamaya başladı. Yarağımı boğazına kadar sokup çıkartıyordu. Yarı karanlıkta onun yüzünü bile düzgün göremiyordum. Yarağım patlayacak gibi olmuştu. Onu ‘Tamam!’ anlamında omuzlarından dürttüm. Yavaşça ayağa kalktı. Yarağımdan akan sıvılar ağzına bulaşmıştı, eliyle dudaklarını, dilini siliyordu. Onu duvara çevirdim, “Duvara tutunup destek al!” dedim. Remziye hanım onun yerine yerde duran yüksekçe bir sandığa ellerini koyarak domaldı, ben sandığı fark etmemiştim.

Bacaklarını araladım, yarağımı tutarak amına girdim. Karanlıkta amını ilk hamlede bulmuştum. Yarağımın kafası amına girince Remziye hanım derin derin iç çekti, inlemeye başlamıştı. Amının içi fırın gibiydi. Amı oldukça genişti, içinde kolayca gidip gelebiliyordum. Gittikçe hızlandım. Küçük kulübenin içinde kalçalarına çarpan kasıklarımdan yine sesler geliyordu. Remziye hanım, “Ohhhh, sik beni, ımm, ohhh!” diye diye inledikçe kendimi kaybediyordum. Bir süre sonra neredeyse boşalacaktım. Çıkardığım zevk inlemelerinden bunu anladı ve “İçime boşalma!” dedi. O böyle söyleyince amından çıktım, Remziye hanım hemen ellerini sandıktan çekti, önümde çömelerek yarağımı ağzına aldı. Ağzını açmıştı, sanki boğazını doktora gösteren hasta gibiydi, yarağımı kökünden tutmuştu. O sırada büyük bir zevkle boşaldım. Ağzına patlamıştım. “Immm, ohhhh!” diyerek yarağımdan akan döllerimi yalıyordu. Böyle birşeyi ilk defa yaşıyordum. Kendi isteğiyle ilk defa bir kadın döllerimi ağzına alıyordu. Birkaç dakika boyunca yarağımdan akan bütün dölleri emdi, yaladı, yuttu.

Ardından ayağa kalktı, döllerim ağzının kenarından akıyordu. Elleriyle ağzını siliyordu. Ne diyeyim, bu hali bana biraz itici gelmişti. Bana, “Döl yalamayı çok severim!” dedi. Takıntılı bir kadın herhalde dedim kendi kendime. Sandığın üzerinde oturdu. Bana, “Karını da böyle sikiyor musun?” diye sordu. “Elbette!” dedim. “Onun yerinde olmak isterdim, doğrusu sikiş konusunda uzmansın. Boşandığım kocam bu konuda çok bilgisiz ve tutucu bir adamdı!” dedi. “Boşandıktan sonra bir erkekle beraber oldun mu?” diye sordum. “Birkaç tane oldu.” dedi.

Onu ayağa kaldırdım tekrar. Sandığa domalttım yeniden. Göt yanaklarını iki yana iyice açtım. Orta parmağımı göt deliğine sokup karıştırmaya başlayınca, “Uhh, ahh!” diye sesler çıkarmaya başladı. “Götten daha önce yaptın mı?” diye sordum, aslında götü oldukça genişti, yapmış olduğunu anlamıştım. “Evlenmeden önce birkaç kez yapmıştım!” dedi, aklı sıra beni keriz yerine koymaya çalışıyordu. Yarağımı tutarak yavaş yavaş götüne girmeye başladım. Kafası içine girince, “Biraz bekle!” dedi. Bir süre içinde bekledim, “Tamam şimdi devam et!” deyince götünde hızlı hızlı çalışmaya başladım. Remziye hanımın götü şimdiye kadar siktiğim en geniş göt deliğiydi, am siker gibi içinde gidip geliyordum. Kasıklarım göt yanaklarına çarpıyordu, Remziye hanım da kendini götüme doğru bastırıyordu bu sırada. Kalçalarından sıkıca tutmuştum, birkaç dakika boyunca götünden siktim kendisini. Sonunda sarsılarak götüne boşaldım. Biraz daha götünde kaldım. Götünden çıktım, üzerimizi giydik…

“Teşekkür ederim!” diyerek dudaklarımdan öptü. Daha sonra ayrı ayrı kulübeden çıkarak odalarımızın yolunu tuttuk. Yarı karanlık bir yerde bir kadını sikmiştim…

Devam edecek…

ALINTIDIR

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın