Sevilin sex maceraları -10

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Sabah kahvaltımızı yapıp kocamı işe gönderdim. Bahar havası, üstümde şeffaf geceliğim, altımda hiç bir şey yok, tembel tembel vakit geçiriyorum. Canım sıkıldı, tam giyinip çıkayım diyordum ki, kapı çaldı. Boş bulunup öylesine açıverdim ben de… İçimde hiçbir şey olmadığını unuttum… Karşımda Hasan… Apartmanın kara yağız kapıcısı… Beni o vaziyette görünce gözleri fırladı. Önce kekeleyerek bir şeyler dedi anlamadım.

– “Gel içeri, kapının önünde hiçbir şey anlamadım” dedim, içeriye alıp kapıyı kapadım.

Siparişleri getirmiş. Bir de aidatları toplamış, yeni yönetici olduğumdan makbuz kesmem için bana getirmiş. Salonda oturuyoruz, Hasan’ın gözleri önünde, kaçamak bakmaya çalışıyor konuşurken… Kalkıp vitrinin mersin escort bayan alt çekmecesinden defterleri aldım. Eğilince mini gecelik kalçalarıma kadar açıldı. Vitrinin aynasından açılan hazinelerime baktığını gördüm, arama işini biraz uzattım.

– “Bir çay alır mısın Hasan? Yeni demledim…”

– “Alırım zahmet olmazsa yenge…”

Çayları getirdim. bahçelievler escort Masaya koyarken eğilince yakası açık gecelikten memelerimin göründüğünü fark ettim, aldırmadım. Hoş, zaten dekoltesine gerek kalmadan, şeffaf tül gecelikten gözüküyordu da… Neyse, oğlanın gözleri kenetlendi memelerime… Yutkunarak bakıyordu zavallı…

Karşısına geçip oturdum, gelen aidatların makbuzlarını yazıp paralarla defterleri tekrar çekmeceye koydum. Pantolonunun önünü saklamaya mersin eve gelen escortçalışıyordu mahcup mahcup… Bir şey yapmaya cesareti yoktu, işini kaybedebilirdi. 25 yaşlarında, esmer bir çocuktu, evlenecekti.

– “Nişanlın nasıl Hasan, düğün ne zaman?”

– “Yenge, düğün için para biriktiyorum, biraz daha var…” dedi.

– “Yani kendine hiç para harcamıyorsun?”

– “Nasıl harcıyam yenge? Bir an önce parayı tamamlamam lazım, düğünü etmem lazım. Yalnızlık zor…”

– “Kocamın giymediği pantolonlar gömlekler var. Bir gün gel de bakarsın onlara… Bir de giyim masrafı yapmaktan kurtulursun. Şimdi benim hazırlanıp gitmem lazım. Sen çayını iç, giderken kapıyı çekersin” dedim.

Yatak odasına gittim. Odanın karşısında ayna vardı, o aynayı görüyordu oturduğu yerden… Ben de soyunup sütyenimi taktım. Aynadan beni seyrediyor, sikini okşuyordu. Ben onu görüyorum ama kapıcı onu gördüğümü düşünemiyor. String külodumu giyip üstüne siyah jartiyer çoraplarımı giydim. Bluzumu geçirdim sırtıma, düğmeleri ilikleyecektim, tam o sıra telefon çaldı.

Telefon salondaydı. Olduğum gibi salona gittim, telefonu açtım. İşten arıyorlardı. Tek elle bluz düğmelerini iliklemeye çalışırken diğer elim telefonda, konuşmaya başladım. Zavallı… Apartman yöneticisi önünde yarı çıplak oluşuna aldırmadan, gayet normal bir şeymiş gibi telefonda konuşuyor… Bluzun önü açık, dantel sütyen, memelerim meydanda, altımda kutumu kapatmayan string külot, jartiyer çoraplar…

Beni öyle görünce yine gözleri büyüdü. Hemen çayını içip kalktı. Ben gidiyorum diye bir işaret yaptı, ben de tamam anlamında başımı sallayıp konuşmama devam ettim. Pantolonundan kalkmış siki belli oluyordu. Gözü arkada, çıkıp gitti.

İşte böyle kocacığım…

– “Desene çocuğu delirttin.” dedi kocam… Yatakta çıplak uzanmış, benim kapıcıyla yaşadığım olayı anlatmamı dinliyordu zevkle… Az önce sevişip boşalmış olmasına rağmen, anlattıklarımla siki yine kalkmıştı. Başım göğsünde kalkan sikini okşuyordum.

“Garanti seni düşünüp 31 çekmıştır. Ulan Gül, az orospu değilsin haaa…” Bunu duyunca kikirdedim,

– “Sen de az pezevenk değilsin kocacım…” dedim işveli işveli… “Baksana kapıcı karının amına, götüne baktı deyince sikin nasıl sertleşti…”.

– “Ne yapayım Gül… Öyle ballandıra ballandıra anlatıyorsun ki… Hoşuma gidiyor işte senin orospulukların… Erkeklerin sana bakmaları, sikmek istemeleri, sikmeleri… Tahrik oluyorum.”

– “Hadi öyleyse… Madem tahrik oldun, değerlendir bakayım. Bir posta daha sik beni kocacım…”

Bekletmedi kocam, bacaklarımı aralayıp içime girdi, bir posta daha sevişti benimle….

Hafta sonu kahvaltıdan sonra sordum kocama,

– “Senin giymediklerini vereyim kapıcıya? Ne dersin?”

– “Verebilirsin ne istiyorsan karıcığım” diyerek muzip muzip gülümsedi… Kapıcının istedikleriyle kocamın benim vermeme izin verdiği şeyler konusunda şeytanca düşünceleri vardı, belli oluyordu.

– “Sen de seyredersin değil mi ?

– “Evet… Hem yardım etmiş olursun, çocuğun parası yok kerhaneye gitmeye…”

– “Bedava orospuluk mu yapayım?”

– “Sen kendin delirtmişsin çocuğu…”

Plan yaptık. Dekoratif büyük büyük seyyar aynayı yatağın çaprazına koyduk. Kocam da elbise dolabına girip kapağını hafif aralık bırakacaktı. Böylece odanın tamamını görebilecekti gizlendiği yerden… Hiçbir sahneyi kaçırmayacaktı.

Bacaklarıma ten rengi parlak ortası açık külotlu çorabımı giydim. Üstüne de yakası açık, kısacık mini elbisemi… Kapıcının düğmesine basıp işi bitince yukarı gelmesini söyledim. Fazla beklemeden kapının zili çaldı. Baktım, kapıcıydı. Sanırım koştura koştura gelmişti benim çağrımı duyunca… .

– “Gel içeri, şu kıyafetlere bakalım seninle…” dedim.

– “Enişte yok mu yenge?” diye sordu tutuk tutuk…

– “İşi var bugün eniştenin, sabahtan çekti gitti…” diyerek yatak odasına girdim. Odanın kapısında çekingen, utangaç bir tavırla duruyordu. “Durma öyle gel içeri, bak şunlara…” diyerek yatağın üstüne yığdığım kocamın kıyafetlerini gösterdim.

Fizik olarak kocamla hemen hemen aynı ölçülerdeydi. Yatağın yanına yaklaştı, kıyafetlere elini sürmeden bakıyordu. O bakarken ben de çekmecelere eğilip bakıyor, her çekmeceden bir iki parça daha çıkarıp yatağın üzerine fırlatıyordum. Her eğildiğimde mini elbisemin etekleri kalçalarıma kadar çıkıyordu.

Bacaklarımı, kalçalarımı sergiliyordum adama… Tuvalet aynasından onun hedefine kilitlenmiş aç gözlerini, pantolonun önünü okşadığını görebiliyordum. Eşya işini uzattıkça uzatıyor,

– “Şu alt çekmecede de bir şeyler vardı galiba…” diye diye domalarak aranıp duruyordum. Elime bir pantolon aldım. Ona uzatıp, “Bir dene bakalım olacak mı?”

Pantolonu alıp dışarıya çıkmaya davrandı.

– “Nereye gidiyorsun? Burada dene. Daha bir sürü kıyafet var. Yoksa her seferinde aşağıya gidip gelecek misin?”

– “Şey… Yenge… Ayıp olmasın diye yani…” diye kekeledi.

– “Bırak bunları canım… Kaç göç senin köyde kaldı. Plajda herkes mayoyla dolaşıyor. Ha denizde mayo, ha burada don, ne fark eder ki? Hadi bırak utanmayı falan da, dene şunu… Üstüne olanları al git. Akşama kadar oyalanmayalım bunlarla…”

Arkamı dönüp aranmaya devam ettim yine… Çocuk pantolonunu sıyırdı. Etajerin aynasından donunun önündeki kabarıklığı görebiliyordum. Epey iri bir şeye benziyordu. Sanki koca bir salatalık yerleştirmişti donunun içine… Kocamın pantolonu geçirdi sonra.

– “Sanki sana göre dikilmiş.” Dedim. Elimdeki başka bir pantolonu uzattım, “Bir de buna bak.”

Ayağındakini çıkardı, donuyla kaldı yine… Üstünde gömlek vardı. Pantolonu bırakıp kocamın gömleğini verdim.

– “Önce bunu dene… Bakalım gömlekler olacak mı senin bedene…”

Gömleği çıkardı, fanila vardı altında, onu da çıkarttırdım. Oldukça kıllı bir göğsü vardı. Bütün gün apartmanın işlerini yapmaktan kasları gelişmişti iyice… Vücut çalışanlara benziyordu üst kısmı… Pala bıyıklarıyla kaslı bedeni içimi titretti. Kendime gelmeye çalıştım. Üstüne atlayabilirdim her an…

Oyunu sürdürdüm. Gömleği tutup giymesine yardım ettim, o önümde donuyla dikilirken gömleğin düğmelerini ilikledim. Parmaklarım göğsündeki kıvırcık kara kıllara değiyor, içim bir hoş oluyordu.

– “Bu da tamam, çıkarabilirsin…” dedim. O gömleği çıkarırken ben yatağa oturdum. Mini eteğim sıyrılmıştı otururken, parlak çorabımın süslediği bacaklarım upuzun meydandaydı. Yatağın üstündeki giysilerden bir şort çekip aldım. Gömleği çıkarıp ayağında donuyla kalan kapıcıya uzattım.

– “Bunu dene.” dedim. Sesimdeki otoriter hava sözüme karşı gelinmesini istemediğimi anlatıyordu ona… Elimden aldığı şortu donunun üstüne giymeye davrandı. “İkisi de don zaten… Don üstüne don giyilir mi? Çıkar seninkini, şortu öyle giy…” dedim sertçe…

Bir an durup baktı, sonra utanarak altındaki donu sıyırdı. Şortu giyene kadar ben göreceğimi görmüştüm. Göz ucuyla gardrobun kapağının hafifçe aralandığını da gördüm. Kocam iyice görebilmek için bir parmak daha açmıştı gardrobun kapağını…

Kocaman, esmer teni gibi koyu renkte bir aleti, kocaman taşakları vardı kapıcının… Zenci siki gibi upuzun, simsiyah kılların arasında benim bileğim kadar vardı kalınlığı… Gözlerim faltaşı gibi açıldı aleti görünce… İster istemez ağzım sulandı, yutkundum. Elinde şort Tarzan gibi çırılçıplak önümde duruyordu.

Şortu ayağına geçirene kadar baktım gözümü ayırmadan… Ben baktıkça önündeki kalınlık da artmaya başlamıştı. Şortu giydi, o da tam oldu. Pantolon ve gömleği alıp odadan çıkmak istedi,

– “Kusura bakma yenge…” diyordu yine utanarak…

– “Nereye gidiyorsun, bırak elindekileri, şu şortu da dene bakayım…” dedim. Çekinerek,

– “Enişte falan gelir, yatak odasında rezalet çıkmasın.”

– “Korkmana gerek yok. Enişten de evde yok zaten, olsa da biz bir şey yapmıyoruz ki… Seni duyan da sikiştiğimizi zannedecek. Şimdi bunu giy hemen” deyip başka bir şort uzattım.

-“Estağfurullah yenge…” diyerek utana utana, biraz da kenar mahalle karısı gibi argo konuşmama şaşırmış vaziyette aldı elimden şortu…

Bacaklarımı daha da açtım. Görebildiği kadar görsün dedim içimden… Ben onun her yerini gördüğüme göre… Üstündeki krem renkli dar şort çok yakışmıştı esmer, kaslı bedenine… Hele önündeki kabarıklık… Nerdeyse dışarıya çıkacaktı, çadır gibi bir tümsek oluşmuştu.

– “Gel bakayım, yaklaş, belini düzelteyim, tam olmadı galiba bu sana…” diyerek yanıma çağırdım.

İki adımda yanıma geldi. Önümde durdu. Kapkara çakmak çakmak parlayan gözler, simsiyah gür saçlar, pala bıyıklar, etli kırmızı dudaklar, konuştukça ağzının içinde parlayan düzgün beyaz dişler, kaslı, kıllı, taş gibi bedeni… Kapıcının kaderi işte… Erkeklikte çevremdeki erkeklerin çoğuna on basar. Karayağız, yakışıklı piç…

Şortun önünden, lastiğinden tutup kendime çektim biraz daha… Yatakta oturduğum yerde bacaklarımı aralayıp iyice kendime yaklaştırdım. Bir terzi edasıyla şortun belini düzeltir gibi yaptım. Elim yanlışlıkla olmuş gibi önündeki tümseğe çarptı. Hafif eğiliverdi aniden elim sikine değdiğinde,

– “Ihhh…” diye istemsiz bir inilti çıktı dudaklarından… Kısık sesle,

– “Pardon…” dedim. Başımı kaldırıp gözlerine baktım. Dudaklarım aralanmış, istek dolu gözlerle bakıyordum dudaklarına… Elimi bu kez bilinçli olarak uzatıp önündeki tümseği yakaladım. Hafif sıkıp bıraktım. Konuşmadık hiç, birbirimize baktık. Mesajımı almıştı.

– “Off… Öyle güzelsin ki yenge…” deyip iki eliyle çoraplı bacaklarımı okşadı. Ben de şortun üzerinden sikini okşarken yavaş yavaş konuyu açtım,

– “Bak Hasanım… Bekar adamsın. Kadın parmağı görsen sikin kalkar, duvar kovuğunu bile sikersin. Benim de senden farkım yok. Enişten sikmiyor beni… Ben de açım. Bak, ikimiz burada yalnızız. Kimse görmez, etmez. Sen de ihtiyacını gör, ben de göreyim… Yalnız burda olanlar burda kalır, yoksa bana saldırdı der, rezil ederim seni… Kimseye anlatmak yok. Her şey aramızda kalacak tamam mı?”

– “Merak etme oh yengem… Kimseye anlatmam…” diyerek elini eteğimin altına soktu.

İyice araladım bacaklarımı… Külotlu çorabın ağındaki delikten çıplak tenimi buldu, amımın dudaklarını okşadı. Ben de ayağındaki şortun belinden tutup aşağıya sıyırdım. Bilek gibi alet dışarıya fırladı dimdik, taş gibi… Elime alıp okşamaya, ağzımı yaklaştırıp yalamaya, emmeye başladım. Ağzıma çıkarıp çıkarıp sokuyor, boydan boya yalıyor, arada konuşuyordum.

– “Siktigin başka kadın var mı bizim buralarda?”

– “Yok yenge.”

– “Bak dogru söyle. Genç adamsın, yalnızsın, nasıl yapıyorsun kadınsız, yalancı?”

– “İnan yenge yoktur. En son geçen sene genelevde bir kadınla beraber oldum. Ondan sonra da para biriktirmek için napayım, dergilere bakıp 31 çekiyom.”

– “Sadece dergilerdeki kadınları mı düşünüyorsun otuzbir çekerken?” Bir eli bacaklarımda, bir eli elbisemin dekoltesinden içeri girmiş, mememi avuçlamış, sıkıyordu. Siki ağzımda, zevkle inledim. “Ohhhh…”

– “Yok yenge… Geçen gün seni öyle cıbıldak gördüm ya… Aşada seni düşünerek otuzbir çektim. Çok acaip olmuştum, dayanamadım.” Sikinin gövdesine hafif ısırık attım, kıvrandırdım oğlanı….

– “Bir kere mi otuzbir çektin, yalancı?” dedim gülerek….

– “Ohhh… Issırma yenge… Çok güzel yalıyosun valla… Bi kere olur mu hiç? Her gece hayalimdesin sen… Her gece üç postam var sana…” deyince duramadım artık…

Elimdeki zenci sikini bıraktım. Telaşla elbiseyi üstümden çıkarıp fırlattım, yatağa uzandım. Külotlu çorap ayağımdaydı. Bacaklarımı araladım davet edercesine… Geldi, çorabın içindeki kırmızı ojeli narin ayaklarımı ellerine aldı, yalayıp öpmeye başladı. Zevkle inliyordum. Amım ıslanmıştı.

– “Demek beni düşünüp otuzbir çektin ha? Çok mu hoşuna gitti gördüklerin, anlat bakalım.”

– “Offf… Sorma yenge… Seni öyle yarı çıplak görünce… Bi de karşımda domalıp durunca… Her şeyini gördüm…”

Ayaklarımı bırakmış, çorabı yalaya yalaya yukarıya çıkıyordu. Biraz sonra pala bıyıkları ıslanmış amımı fırçalamaya, şapır şupur yalamaya başlamıştı. Kıvrandım yatakta… İnlemeye başladım.

– “Her şeyimi gördün ha? Neremi mesela? Neyimi gördün yaramaz? Çok mu beğendin?”

– “İşte… Her şeyini yenge… Amcığını gördüm… Kaymak gibiydi… Tam yalamalık, tam sikilmelik amın var yenge…”

– “Bak seenn… Tam sikilmelik ha? Hadi şimdi sikini bana dogru uzatarak yat. Ben de seni yalamak istiyorum.” dedim. Dediğimi yaptı. Başını benim araladığım bacaklarımın arasına gömerken, o da sikini bana uzattı.

– “Hmmm… Harika… Yalamaya devam et… Sakın durma…” diye emir verdim. Koca sikini yalamaya başladım ben de… “Kocaman sikin var canım… Nerde büyüttün bunu böyle?” dedim iştahla yalarken….

– “Seni görünce büyüdü işte yenge…”

Kesinlikle yirmi santimden aşağı değildi uzunluğu… Koca kafalı kalın sikini büyük bir iştahla yalıyordum. Siki kadar dili de kocamandı oğlanın… Köpeğin yalaktan su içtiği gibi şapırdata şapırdata yalıyordu amımı… Artık dayanamaz hale gelmiştim. Hem yalaşmalarımız, hem bir yandan erotik sohbetimiz bitirmişti beni… Sikini yalamayı bıraktım. Saçlarından tutup başını kasıklarımdan uzaklaştırdım. Uzun siki belinden tutup iki yana salladım,

– “Hadi, göster bakalım yengene… Sikilmelik amı nasıl sikiyorsun? Bu koca sikini geçir yengene… Hadi erkeğim benim…”

Yatağa iyice yerleşip çoraplı bacaklarımı araladım. O da bacaklarımın arasından yaklaştı. Kalkmış siki elime alıp, ağı açık külotlu çorabı sularıyla ıslatan amıma sürtmeye başladım. Sikinin şapkasını kabarmış klitorisime sürttükçe zevkten kendimden geçiyordum.

Sonunda kafasını deliğime dayadım. Oğlan da kalçasını ileri atıp itmeye başladı. Amımın dudakları geriliyordu koca alet girerken… Yavaş yavaş girdi. Belinden tutmuş, girişe kumanda ediyordum. Yarıya kadar girdi, ıslak amımda ileri geri hareket etmeye başladı. Daha tam yarısındayken kasıldı birden,

– “Geliyorum yenge…” diye inledi.

– “Sakın içime gelme.” dedim nefes nefese…

Son anda amımdan çıkarttı, kendini geriye attı. İlk fışkıran döller üstüme başıma, külotlu çorabın üzerine yağdı. Fırlayıp ağzıma aldığımda son püskürmeleri kapabildim. Bir güzel yalayıp yuttum spermlerini… Sikini temizledim, dudaklarımda kalanı da parmağımla alıp ağzıma soktum. Zavallı ben yaladıkça inliyordu. Çabuk gelmişti Abaza oğlan…

Kalktım, banyoya gidip üstümdeki tek giysi olan külotlu çorabı çıkardım. Oğlanın döllerini temizledim. Aceleyle tekrar yatak odasına gidip kendimi yatağa, koca yaraklı erkeğimin yanına attım çırılçıplak…

Oğlan sanki hiç boşalmamış gibi dimdik vaziyetteydi. Her yerimi öpüyor, yalıyordu. Pala bıyıkları dudaklarımda, boynumda, memelerimde, göbeğimde dolaştıkça ben zevkten kıvranıyordum.

Ben de doymamıştım daha… Elimle itip yatağa devirdim koca oğlanı… Üstüne tırmandım, koca sikinin üstüne oturdum. Alet amımı yara yara girdi içime… Kasıklarımız birleşene, alet dibime dayanana kadar hiç bitmeyecek sandım… Bacaklarımın arasında öyle bir kalınlık vardı ki… Sikinin üstünde oturup kalkıyor, şehvetle kıvranıyordum. Öyle ıslanmıştım ki, kalın alet içimde yağ gibi, yara yara girip çıkıyordu. Zevkten kendimi kaybettim sanki… İnliyor, feryat ediyordum.

– “Offf… Harika… Harika… İçimi doldurdu yarağın… Ooohhh… Erkeğim benim… Devam et… Sik beni… Geçir sikini yengene… Canım benim… Ohhhh…”

Belimden tutmuş, indirip kaldırıyordu hınzır… Ben alçalmaya başladığımda tutup aniden çekiyor, küt diye yarağı vajinamın dibine gömülüyordu.

– “Sikim hoşuna gitti mi yenge? Güzel mi sikimi yemek? Ohhhh… Senin amcığın harika yenge… Girdikçe giresim geliyo… Ohhhh…”

Üstünden indim. Kocaman kara şey amımın sularıyla pırıl pırıl parlıyordu. Aceleyle domaldım, kalçalarımı sallayıp erkeğimi çağırdım yanıma… Hemen geldi. Kalçalarımı okşadı… Titriyordum.

– “Mmmm… Yala biraz… Dilini hissedeyim amımda…” diye inledim.

Başını arkama gömdü. O uzun ıslak diliyle yine köpek yavrusu gibi arkamdan amımı götümü yaladı şapırdatarak…

– “Hadi geçir şimdi yarağını… Amıma sok…” dedim iştahla…

Belimden tutup koca sikini dayadı arkamdan… Büyük başı kapıma dayandı. Ben bacaklarımı aralayıp girmesi için beklerken o bir anda tutup dibime kadar gömüverdi kocaman aleti… O kadar ıslanmış, o kadar kayganlaşmış olmasına rağmen koca alet lap diye girince gözlerimde şimşekler çaktı birden…

– “Ohhhhh… Aahh… Yavaş hayvan… Deldin… Deldin içimi… Koca yarağın ağzımdan çıkacak sandım… Oohhhhh… Sik… Geçir… Düz beni… Düz koca yarağınla… Köküne kadar geçir… Acıma bana… Becer beni… Oohh… Aahhh…” diye inleyip feryat ettikçe çocuk ta zevkten daha da hızlanarak sikiyordu.

Gardropta fare gibi gizlenip bizi izleyen kocamın gözü önünde acımadan, hırpalayarak amıma koyuyordu. Pezevenk kocam da şu anda mutlaka eli sikinde, bize bakarak otuzbir çekiyor olmalıydı…

Kocam aklıma gelince daha da azdım, aldığım zevk daha da arttı. Hem arkamda beni koca yarağıyla siken erkeğime, hem gardropta bizi seyreden kocama ziyafet çekiyordum. Kocam duysun diye, arkamdakini daha da azdırayım diye inlemelerimin dozunu iyice arttırıyor, abartıyordum.

Sonunda zirveye vardım. Titremeye, kasılmaya başladım. Ben kasıldıkça içimde gidip gelen kalın aleti de sağıyordum. Oğlan da dayanamadı, bağırmaya başladı. O orgazm fırtınası arasında nasıl akıl edebildiysem bağırdım,

– “Çıkar… Çıkar çabuk… İçime attırma…”

Kahretsin… İçime boşalmasını istiyordum deli gibi, ama hamile kalmaktan da aynı derecede korkuyordum… Bundan sonra mutlaka önlem almalıydım. Hap, spiral, neyse… Yaşadığım zevki dibine kadar yaşamalıydım. Son anda içimden çıkması zevkimi yarım bırakıyordu.

Bağırmam üzerine aniden, ilk girişi gibi hızla, lap diye çıkardı içimden… Şişe mantarı çıkarken çıkan sesin aynısıydı. Amımda bir boşluk oluştu sanki… Yüzükoyun kendimi yatağa attım. Orgazm kasılmalarım hala devam ediyor, zevkimi arttırmak için bacaklarımı sımsıkı birleştirmiş, yatağın üstünde kıvranıp duruyordum.

Kapıcının amımdan yeni çıkmış, sularımdan ıslanmış kaygan sikini sıvazlarken çıkan şakırtıyı duydum. Amımda başlayan boşalmasını dışarıda eliyle devam ettiriyor, arkamda otuzbir çekiyordu. Sırtımda, belimde, kalçalarımda fışkıran döl damlalarının sıcaklığını duydum.

Kocam da gardrobun içinde boşalmış olmalıydı. Bu kadar da dayanamazdı çünkü, biliyordum. Mutlulukla gülümsedim.

………………………………………………………………………………………………………………………….

Kocamın hoyrat yeğeni.
Her şey, kocamın yeğeni Engin’in bizim yaşadığımız şehirde iş bulmasıyla ve kocamın da Engin’in maddi durumunu toparlayıncaya kadar bizimle kalabileceğini söylemesiyle başladı.

Ben 28 yaşındayım, sarışınım ve zayıfım, ama 95 beden göğüslerim var. Kocam benden 21 yaş büyük, ama bu yaş farkı bizim için hiçbir zaman sorun olmadı. Kocamla, değişikliğe tamamen kapalı bir seks yaşantımız olsa da, haftada bir yada iki sefer ben de orgazm oluyordum.

Kocamın yeğeni Engin benden üç yaş büyük ve iyi bir çocuktu. Yanımıza taşınalı henüz bir hafta olmuştu ki, bir gün ben çarşıdan geldiğimde, onun evde olduğunu fark ettim. İşten erken gelmişti. Hastalanmış olabileceğini
içel escort düşünerek odasına çıktım. Engin daha yeni duştan çıkmış, üzerinde sadece boxeri vardı.

“Ne oldu Engin, hasta mısın?” diye sordum.

“Kendimi iyi hissetmiyorum…” dedi. pozcu escort Yanına yaklaştım ve elimi alnına götürdüm, ateşi vardı,

“Off, yanıyorsun sen, bir şeyler vereyim sana!” dedim. Kolumu tuttu,

“Evet yanıyorum yenge.. Senin için yanıyorum ve sende söndüreceğim ateşimi!” diyerek belime sarıldı.

Şok olmuştum, böyle bir şeyi asla beklemezdim ondan… Kaçmaya çalışırken ayağım halıya takıldı ve yere düştüm. Engin de üstüme abandı. Benim üzerimde kot pantolon olmasına rağmen sikinin sertliğini hissetmiştim.

“Yapma lütfen!” dediğim halde, mezitli escort Engin kazağımı sıyırıp, göğüslerimi okşamaya başlamıştı bile. Kurtulmaya çalışıyordum, ama bu mümkün değil gibi gözüküyordu.

Engin tam pantolonumu çıkartmak için üzerimden doğrulduğunda, elinden kurtuldum ve kaçarak odama inmeye başladım, o da peşimden geliyordu. Heyecandan ve korkudan kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kendimi odaya kilitledim ve

“Engin lütfen git, dayın duyarsa ikimizi de öldürür!” dedim. Gerçekten de daha önce hiç böyle bir şey düşünmemiştim. Engin birkaç dakika daha kapının önünde homurdanıp gitti. Bense kendimi yatağa sırt üstü atıp elim kalbimde, yaşadığım heyecanının şokunu atlatmaya çalıştım uzun süre…

Bedenime değen taş gibi sertlik, şehvetle sarılan kollar, gencecik, kaslı vücudun altında kıvranışım… Offf… Neler oluyordu bana böyle… Tamam, mastürbasyon yaparken genç, yakışıklı, herkül gibi heriflerin beni siktiğini hayal ederdim hep ama ilk kez yabancı bir erkeğin kolları arasında olmanın heyecanı sarsmıştı beni… Deli gibi tahrik olduğumu itiraf ettim kendime…

İki saat sonra kocam eve geldiğinde odadan çıktım, kocama hasta olduğumu söyleyip geri odama döndüm. Onlar da akşam yemeği için dışarıdan bir şeyler getirtip, yediler, geç saate kadar oturdular. Yatma vakti geldi, kocam yatağa girdiğinde, bir şey söylemeden kocama sarılıp okşamaya başladım. Sikini çıkartıp emmeye başladığımda,

“Hani hastaydın?” dedi, ama zevk aldığı için de devam ettik. Bugünkü olaydan o kadar etkilenmiştim ki, kocamın her yaptığı hareketten daha fazla zevk alıyordum. Sesimi Engine duyurmak istercesine yüksek sesle inliyordum. O gece kaç kez orgazm oldum bilmiyorum. Kocam,

“Bugün sende bir şey var, çok azmışsın!” dedi. Gerçekten de öyleydi, bu durum beni çok azdırmıştı. Çok utanıyordum, hemde kendime kızıyordum, ama elimde değildi. Kafama koymuştum, Engin’le böyle bir olay tekrar yaşanırsa, ki ben yaşanması için elimden geleni yapacaktım, yine kaçmaya çalışacaktım, ama fazla da direnmeyecektim.

Sabah kocam yine erkenden çıktı, Engin Cumartesileri çalışmıyordu, yani fırsat bu fırsattı. İçime çamaşır giymeden beyaz saten geceliğimi giydim, üstüme de sabahlığımı aldım. Kahvaltı hazırlayıp Engin’e seslendim. Engin, dünün utancından mı, yoksa bana hırsından mı bilmiyorum, yüzüme bile bakmıyordu. Ona,
“Seni affettim, merak etme dayına da bir şey söylemeyeceğim!” dedim.

Hiç bir şey demedi, oturdu ve kahvaltısını yapmaya başladı. Ben sağında solunda dolaşıyor, eğilip dolaptan bir şeyler alıyor, frikikler veriyordum, gelip geçerken vücudumu ona sürtüyordum.

Bir anda hışımla kalktı ve

“Yeter artık!” diye bağırdı. Ben ne olduğunu anlamamış gibi yapıp,

“Ne oldu?” diye sorduğumda, koluyla masanın üzerindekileri yere savurup, beni masaya yatırdı…

Bu defa numaradan kurtulmaya çalışıyordum. Tezgahın üstündeki bıçağa uzanıp aldı, geceliğimi göbek hizamdan yukarıya doğru kesti. Memelerimi deli gibi avuçluyor, yalıyor, emiyordu. Sonra eşofmanını indirip, zaten heyecandan ıslanmış amıma bir hışımla geçirdi sikini ve sikmeye başladı.

Zevkten deliriyordum, sadece,

“Yapma… Yapma!” diyebiliyordum. Engin ise,

“Seni sike sike bayıltacağım! Seni orospum yapacağım!” diyor ve hızlıca sikiyordu beni. Şimdi de memelerimi ısırmaya başlamıştı. Ben bağırınca,

“Bağır küçük orospum, dilediğince bağır!” diyordu. Zaten bağırıyordum, inliyordum, bacaklarımı onun beline dolamış, zevkten uçuyordum. Beni öyle ne kadar sikti, ben kaç kez orgazm oldum bilmiyorum, ama sikilmekten hiç böyle zevk almamıştım. Sonunda o da boşaldı ve içime bütün döllerini fışkırttı.

İçimden çıkmadan, biraz önce geceliğimi kestiği bıçağı çıplak tenimde gezdirirken,

“Sen benim orospumsun ve ben her istediğimde seni sikeceğim, tamam mı?” dedi. Böyle bir zevke hayır diyemezdim.

Ben artık Engin’in kölesi olmuştum, onun tabiriyle ‘Küçük orospusuydum’. Şu ana kadar, hep ailemin bir tanecik kızı olarak hep el üstünde tutuldum, tüm arkadaşlarımın, hele de erkek olanların arasında hep iltifatlar aldım. Kocamın da gençlik aşısıydım ve kocam da beni el üstünde tutuyor, devamlı iltifatlar ediyordu. Ama Engin beni adi bir orospuymuşum gibi sikiyor ve benimle doğru düzgün konuşmuyordu bile. Yine de ben bu durumdan oldukça memnundum.

Bir Cumartesi sabahı kocam da işe geç gidecekti. Kahvaltı hazırlıyordum. Engin geldi, buzdolabından bir şey aldı ve masaya oturdu,

“Yanıma gel!” dedi. Yanına gittim. Geceliğimin altından elini sokup, amımı avuçlamaya, parmaklamaya başladı.

“Yapma, dayın birazdan gider, bekle biraz!” dedim.

“Sus!” dedi, vıcık vıcık olmuş amımı parmaklarken,

“Dayıııı, kahvaltıya gelmiyor musun?” diye seslendi. Kocam da,

“Elimi yüzümü yıkayıp geliyorum!” dedi. Hem heyecandan hem zevkten mahvolmuştum. O sırada Engin eliyle bacaklarımı ayırıp, külodumu yana çekti ve amıma bir şey soktu. Birden irkildim, buz gibi soğuktu soktuğu şey.

“Bu ne?” diyebildim.

“Salatalık orospum, salatalık! Dayım gidinceye kadar bu salatalık sikecek seni. Çıkarmak yok, tamam mı?” dedi.

“Tamam…” dedim sadece.Kocam geldi bu arada. Çaylarını koydum. Kocam,

“Hadi yavrum sen de otur, kahvaltını yap!” dedi. Amımdaki salatalıktan oturamıyordum ki.

“Ben sonra yaparım!” dedim. Mutfakta oyalanıyordum ve amımın suları bacaklarıma süzülüyor, arada bir de kasılıp kalıyordum, ben hareket ettikçe salatalık amımda bir yerlere değiyor, beni delirtiyordu. Kocam kahvaltısını bitirip kalktı. Giderken bana,

“Canım, bugün pek iyi değilsin galiba, yat dinlen, yemeği falan da düşünme!” dedi. Kocamı kapıya kadar geçirdim. Engin de arkamdan gelmiş, gülüyordu. Kapıyı kapatınca,

“Çıkartayım mı artık salatalığı?” dedim.

“Hayır çıkartma, yürü, yatak odasına gidiyoruz!” dedi.

Yatak odasına girince beni yatağa yatırıp, amımdaki salatalığı tuttu ve ileri geri yapmaya, adeta salatalıkla sikmeye başladı. İyice delirmiştim artık, zevkten inliyordum. Sonra salatalığı amımdan tamamen çıkarıp, beni yatağa domalttı ve sikini amıma bir hışımla soktu. Amımı hızla sikerken, bir yandan da kalçalarıma kıyasıya şaplaklar atıyordu. Canım yanıyordu, ama zevkten de deliriyordum. Bana sürekli,
”Sen kimin orospususun? Senin sikicin kim?” diye bağırıyordu. Onun bu konuşmaları bile beni kudurtuyordu. Kocamla sevişirken, kocam hep, “Güzel karım, yavrum, canım, aşkım!” falan derdi. Güzel sözler duymak güzeldi, ama sikilirken argo sözler duymak daha tahrik ediciydi.

Cumartesileri tamamen Engin’e aittim, beni evin istediği yerinde, istediği şekilde sikiyordu. Bizim yatağımızda, onun kendi yatağında, oturma odasında, kanepede, yerde halının üzerinde, banyoda, mutfakta, masanın yada tezgahın üstünde… her yerde sikiyordu. Bazen onun geciktirici falan kullandığını düşünüyordum, çünkü bütün gün hiç durmadan beni sikiyor ve sadece 2 yada 3 kez boşalıyordu. Yine bir seferinde beni mutfakta yerde sikerken,

“Bu gece dayıma kendini siktireceksin, ben de sizi izleyeceğim, tamam mı?” dedi.

“Saçmalama, olmaz öyle şey!” dedim. Memelerimin uçlarını sıktı, canımı acıtıyordu.

“Senin sikicin kim?” dedi.

“Sensin!” dedim.

“O zaman dediğimi yapacaksın!” dedi. Ne kadar karşı çıksam da, o gün yatak odamıza bir kamera yerleştirdi. Kamera çektiği görüntüleri canlı olarak onun laptopuna aktaracakmış…

Akşam yemekler yendi, TV seyredildi, çaydı kahveydi derken, Engin,

“Ben yatıyorum!” deyip odasına gitti. Biz de biraz oturduktan sonra odamıza gidip yattık. Kocamı öpmeye ve azdırmaya başladım. Adeta Engin’e, kocam da beni iyi sikiyor diye ispatlamak istiyordum. Kocam da bana karşılık verdi ve soyunduk. Kocam amımı yalamaya başladı, zaten çok iyi yapardı bunu. Engin benim amımı hiç yalamamıştı. Kocam,

“Canım karıcığım, aşkım, sende eriyorum, sana bayılıyorum!” diyerek amımı yalıyor, beni delirtiyordu. Engin’in de bizi izlemesi beni daha da heyecanlandırıyordu.

Kocam amımı yalayarak beni orgazm ettikten sonra doğruldu ve sikini amıma yavaşça, yine o güzel sözleriyle soktu. Yavaş yavaş, tadını çıkararak sikiyordu beni. Bu arada kocam, Engin’in hoyratça sıktığı, o fırça gibi kirli sakallarını sürterek acıttığı memelerimi nazikçe öpüyor, yalıyor, emiyor ve kokluyordu.

Ben ikinci kez orgazm olurken, kocam da sıcacık döllerini içime akıttı. Biraz daha öpüşüp koklaştıktan sonra kocam banyoya gitti. Az sonra Engin odaya girdi. Yataktan doğrulmadım bile. Elini amıma attı, avuçlarken,

“Benim altımda daha çok inliyorsun, seni en iyi ben sikiyorum!” dedi ve gitti. Aslında doğru söylüyordu, onunla yaşadığım orgazmlar daha başkaydı. Engin’in söylediklerini düşünüp durdum bütün gece. Ben mazoşist idim galiba. Acıdan, hakaretten daha çok zevk alıyordum…

Pazar günü kocam da evde olduğu için, Engin’le birkaç elleşmeden öteye gidemedik. Engin’in o umursamaz tavırları beni delirtiyordu. Pazartesi günü Engin işten geldiğinde, yalnızca bir iki saatimiz vardı.

“Seni götünden sikeceğim!” dedi.

“Hayır olmaz!” dedim. Amımı bile sikerken hayvan gibi sikiyordu, hiç sikilmemiş götümü paramparça eder diye düşünüyordum.

“Sikeceğim lan!” diye bağırarak beni zorla domaltmaya çalıştı. Ama ben bütün gücümle karşı geldim, domalmadım. O da,

“Tamam lan orospu, bir daha amından da sikmeyeceğim seni!” deyip kalktı üzerimden ve odasına gitti. Nasılsa dayanamaz diye düşünüp, götümü kurtardığıma sevinerek yemek hazırlamaya koyuldum.

Gerçekten de ondan sonraki günlerde, bırakın beni sikmeyi, dokunmayı, yüzüme bile bakmadı. Kedi yavruları gibi ona sürtünüyor, beni sikmesi için normalde bütün tahrik olduğu şeyleri yapıyordum, ama o hiç oralı bile olmuyordu.

Hele bir gün, banyodan yeni çıkmıştı, odasında kurulanırken yatağa yatırdım ve her yerini yaladım. Taşaklarını, göt deliğini yaladım (normalde bayılırdı ve kudururdu bu yaptığıma). Sönük sikini emiyordum, ama onda hiçbir kıpırdanma yoktu. Nasıl sikine söz geçirebiliyordu, anlamamıştım. En sonunda,

“Boşuna uğraşma, ben istersem kaldırırım!” dedi ve beni iterek ayağa kalktı, üzerini giyindi. Deliriyordum artık, karşısında beni sikmesi için kıvranıyordum, ama o beni tınmıyordu bile.

Pes etmiştim sonunda, Cumartesi günü kocam işe gittikten sonra odasına çıktım,

“Kalk hadi, götümü de sik, amımı da sik, ama yeter ki sik!” dedim. O ise umursamaz bir tavırla,

“Git kahvaltı hazırla!” dedi. Merdivenlerden uçarak inip mutfağa girdim, kahvaltısını hazırladım. Sonunda beni sikeceği için çok mutluydum. Az sonra mutfağa girdi ve aceleyle kahvaltısını yaptı kalktı. Cilve yapıp duruyordum, ama o,

“İşim var, gitmem lazım, bir iki saate gelirim!” deyip çıktı. Sikmeden gittiği için üzülmüştüm, ama önümüzde daha koca bir gün vardı, kocam gelinceye kadar beni siker nasıl olsa diye kendimi teselli ettim…

İki saat sonra kapı açıldığında nasıl bozulduğumu anlatamam. Engin’in yanında bir kız vardı. Resmen göt olmuştum. Bizi ayaküstü tanıştırdı ve kızla yukarı odasına çıktı. Kısa bir süre sonra da odasından sesler gelmeye başladı. Kızı inlete inlete sikiyordu. Daha iyi duyabilmek için yukarı çıktım. Kapı açıktı, ama kıskançlıktan bakamıyordum içeri. Sadece seslerinden bile deliriyordum zaten. Kıza,

“Canım, çok iyisin!” diyordu (bana hiç dememişti oysa). Taşaklarının amına vurduğundaki sesi duyuyordum, kızın inlemelerini, çığlıklarını, Engin’in de belli belirsiz inlemelerini duyuyordum.

Amım sırılsıklam olmuştu, ama kendimle oynamıyordum, çok kıskanmıştım deliriyordum sinirden. Bilerek gürültü yaptım ve aşağı indim. Kız,

“O ses neydi?” dedi, ama Engin,

“Önemli değil canım!” deyip kızı sikmeye devam etti.Kocamın eve gelme saati yaklaşana kadar kızı sikti. Sonra aşağı geldiler. Kız,

“Ben gideyim…” falan dedi. Ben de biran önce gitsin istiyordum zaten. Ama Engin’de bir ısrar, bir ısrar,

“Kal canım, dayımla tanış, yemek yiyelim!” diye. Uyuz oluyordum, ama yalandan da olsa,

“Tabi tabi, iyi olur…” falan diyordum. Kız da,

“E tamam o zaman, kalayım!” dedi. Engin’e baktım, çok keyifliydi. Bana,

“Dayımı ara, gelirken rakı getirsin içelim bu akşam!” dedi. Ben de istemeye istemeye aradım. Kocam da, Engin’in bir kız arkadaşı olduğunu duyunca pek keyiflendi.

Akşam yemek yendi, Rakılar içildi, muhabbetler yapıldı. Sonra Engin kızı evine bırakmaya gitti. Biz de bu arada yatmaya gittik. Yatağımıza girer girmez kocama yanaştım, elimi sikine attım,

“Canım çok istiyor seni!” dedimse de, her zamanki gibi rakının etkisiyle hemen uyudu. Yatakta resmen kıvranıyordum, hem bugünkü sikişme seslerinden, hem kıskançlıktan, hem de Engin’in umursamaz davranışlarından. Amımla oynayıp orgazm olduktan sonra ben de anca uyuyabildim.

Ne kadar uyuduğumu hatırlamıyorum, amımda hoyrat bir dokunuş hissettim, hemen açtım gözümü. Engin’di. O an sevinçten ve heyecandan ölebilirdim herhalde. Kocam yanımda horlaya horlaya uyuyordu. Engin kulağıma fısıldayarak,

“Sikeyim mi seni?” diye sordu. Ben de fısıltıyla,

“Sik!” dedim.

“Götünü de sikeyim mi?” dedi,

“Sik!” dedim. Artık beni parçalasa bile umrumda değildi.

“Odama gel!” deyip gitti. Hemen kalktım, uçarak odasına gittim. Engin yatağa yatmış, kalkık sikini sıvazlayarak beni bekliyordu. Kapıyı kapayıp yanına gittim,

“Aşkım, sikicim!” dedim, dudaklarına yumuldum. Engin beni üzerinden iterek,

“Öp lan ayaklarımı, özür dile benden orospu!” dedi. Ayaklarının her yerini öptüm, durmadan da özür diledim. Saçımdan tutup beni yukarı çekip,

“Artık ne dersem yapacak mısın lan?” dedi.

“Ne dersen yapacağım, söz!” dedim.

“Yala lan sikimi!” dedi.

Kendimi ona ispat etmek istercesine yalıyordum, emiyordum sikini… Taşaklarını, götünün deliğini, heryerini yaladım bu defa. Siki kazık gibi olmuştu, ben zaten sırılsıklamdım. Kolumdan tuttu ve

“Domal!” dedi. Hemen domaldım. Direkt götüme sokacak diye düşünüyordum, zaten artık umrumda da değildi, siksin de nasıl isterse, neremi isterse siksin diyordum. Bu düşüncelerle birde baktım ki amımı götümü yalamaya başladı. Aman Tanrım, ilk kez amımı yalıyordu. Dilini amıma sokuyor, ordan çıkarıp götümü zorluyordu diliyle. Boşalmıştım bile, ama o halen yalamaya devam ediyordu, amımın sularını yalayıp yutuyordu.

“Orospuuummm, amın çok tatlıymış!” dedi. Tanrım, bu ne büyük iltifattı!

Doğruldu, sikini soktu amıma, sikmeye başladı. Bu arada kalçalarımı tokatlıyor, saçlarımdan asılıp kafamı kendine doğru çekip beni öpüyordu. Evet, öpüyordu. Ben yine orgazm olmuş titrerken, sikini amımdan çıkarttı ve götümün deliğine sürtmeye başladı.

“Krem sürelim!” dedim.

“Ne kremi lan, böyle sikeceğim seni!” dedi. Sikini amıma sokup ucunu ıslatıyor, sonra o ıslaklığı götümün deliğine sürüyordu. Bir süre sonra sikinin başını götüme soktuğunda, ölüyorum diye düşündüm, Tanrım, bu nasıl bir acıydı.

“Yastığı al, ona kapan!” dedi ve bir hışımla kalanını da soktu götüme. Tarif edilemez bir acıydı. Bir süre sonra hızlıca sikmeye başladı götümü. Taşakları amıma çarpıyordu ve ben şaşırarak, nasıl bu kadar acıdan zevk aldığımı düşünüyordum.

Bir süre sonra amımın dudaklarında bir sertlik hissettim. Ben daha, “O ne?” diyemeden, amıma bir şey soktu.

“Salatalık orospum, salatalık!” dedi. Amımda salatalık, kendisi götümü sikerken, aynı zamanda da klitorisimi okşuyordu. Artık zevkten deliriyordum ve orgazm olurken nefes bile alamıyordum. Bu şekilde götümü epeyce bir süre sikti. Sonra birden sikini götümden çıkarıp, saçımdan asıldı,

“Dön, ağzını aç!” deyip, ağzıma verdi ve şiddetle boşaldı,

“Hepsini yut orospum, yut hepsini!” dedi. Hepsini yuttum ve sikini yalayarak temizledim. Sonra beni ayağa kaldırdı, belime sarılıp dudaklarımdan öptü ve götüme şaplak atıp,

“Hadi git şimdi!” dedi.

Zevkten uçarak indim aşağı. Odaya girdiğimde kocam halen uyuyordu. Ben de günlerin hasretini bitirmiş olarak yattım, keyifle uyudum.

Kocam Pazartesi günü işten geldiğinde,

“İtalya’da 10 günlük seminer var! Hazırlan, haftaya gidiyoruz!” dedi. Daha önce yurtdışındaki bu seminerlere alışıktım, kocamla ben de gidiyordum ve kocam o sıkıcı toplantılarını yaparken, ben de gönlümce geziyor, alışveriş yapıyordum. Ben sevinçle tamam diyecekken, Engin’in kalkık kaşları dikkatimi çekti. Engin sonra bir fırsatını bulup bana,

“Ne o, sikicinden izin almak yok mu? Hiçbir yere gidemezsin, senin için planlarım var!” dedi. Çok üzülmüştüm, ama Engin’in planları olduğunu duyunca çokta heyecanlandım. Sikicim tarafından karar verilmişti, ben gitmiyordum.

Kocama gitmek istemediğimi söylediğimde, bütün hafta yalvardı, ama sonunda o da ikna oldu. Gideceği gün kocamı evin önünden uğurladım, uçağı İstanbul’dan kalkıyordu. Uzun sarılmalar, öpüşmeler, hatta gece de uzun bir sevişmenin ardından gitmişti kocam. Kocamın taksisi uzaklaşıp, ben bahçeye girer girmez Engin’i aradım, o bilmediğim planları beni heyecanlandırıyordu. Engin telefonu en soğuk sesiyle cevapladı,

“Akşam 6’da geleceğim, bir hafta izin aldım!” dedi ve kapattı. Ondan hiç beklememe rağmen, aşk dolu, seks dolu bir hafta geçireceğimizi düşünüyordum. Güzel bir yemek hazırladım, Rakıyı onun istediği gibi soğuttum. Dediği gibi akşam 6’da geldi, elinde büyükçe bir çanta vardı. Hemen boynuna sarıldım,

“Hoşgeldin aşkım, yemek hazır!” dedim. Ama o kalçama şaplak atıp,

“Yukarı çık orospu!” dedi. Yemekten önce sikişeceğiz diye düşünerek sevinçle yukarı odasına çıktım. Arkamdan o da yukarı geldi. Odaya girince yeniden boynuna sarılıp öpmeye başladım. O ise tuhaf bir şekilde gülerek,

“Bu sikişi hayatın boyunca unutamayacaksın!” dedi.

“Zaten hiçbirini unutamam, sen benim biricik sikicimsin!” dedim, onu azdırmak istiyordum. Beni kendi elleriyle soydu. İlk kez üzerimdeki hiçbirşey yırtılmadan veya koparılmadan çıplak kalmıştım önünde.

“Yüz üstü uzan yatağa!” dedi. Uzandım. Eve geldiğinde elinde olan çantadan birkaç tane ip çıkardı, önce ellerimi bağladı yatağın demir başlığına, sonra,

“Domal!” dedi, karnımın altına iki tane yastık koydu. Ben de domaldım. Sol ayağımı iple bağlayıp, ipin diğer ucunu da gardroba bağladı. Sonra sağ ayağımı da bağladı ve onu da odasındaki banyonun kapısına bağladı. Artık ayaklarımı kıpırdatamıyordum ve domalmış vaziyette yatıyordum.

“Ne yapmak istediğini sorabilir miyim?” diye sordum. Cevap vermedi ve o da soyunmaya başladı. Göremiyordum, ama duyuyordum soyunduğunu.

“Senin sikicin kim?” dedi.

“Sensin!” dedim. O anda kemeriyle sırtıma öyle bir vurdu ki, canımın nasıl yandığını anlatamam,

“Ne yapıyorsun? Manyak mısın!” diye bağırdım. O ise,

“Senin sikicin kim?” dedi tekrardan ve kemeriyle bir daha vurdu sırtıma. Acıdan ağlıyordum, bağırıyordum, kurtulmaya çabalıyordum, ama nafile. Üstelik kendi rızamla teslim olmuştum bağlanmaya.

“Bağır lan orospu, benim sikicim sensin de!” dedi ve bir hışımla yine indirdi kemeri sırtıma.

“Benim sikicim sensin, aşkım da sensin!” diye bağırdım, yeter ki vurmasın diye.

“Hah şöyle orospu!” diyerek amımı yalamaya başladı. O anda fark ettim ki amım sulanmıştı, ben gerçekten acıdan zevk alıyordum! Amımı götümü yalıyordu, dilini her iki deliğime de sokup çıkartıyordu. Gözlerimi kapatmıştım, artık acı bitti, zevk alma zamanı geldi diye düşünürken, tırnaklarını kaba etlerime geçirdi, etimi kopartacak sandım. Kemer kadar olmasa da, yine canım çok yanmıştı.

Sonra doğruldu ve sikiyle amımı götümü fırçalamaya başladı. Hangisine sokacak diye beklerken, amıma soktu. Bütün amımı doldurmuştu siki, ama o halen kanırttırıyordu sikini amımda. Bu arada kemerle birkaç kez daha sırtıma ve kalçalarıma vurdu. Artık kendimi acıya ve acının verdiği zevke bırakmıştım, olacakları bekliyordum.

Uzun süren bir sikişin ardından ayağa kalktı ve yatağın başına geldi. Saçımı olanca kuvvetiyle çekip, sikini ağzıma soktu. Boğazıma kadar sokup çıkartıyor, bu defada ağzımı sikiyordu. Hırlayarak sikini ağzımdan çıkartıp, döllerini yüzüme fışkırttı.

Sikini bana yalattırıp temizlettirdikten sonra yine arkama geçti ve yine o çantanın sesini duydum. Çantadan bir şey daha çıkarttı, daha sürprizler bitmemişti anlaşılan. Önce, aynı telefonun titreşimdeyken çıkardığı gibi bir ses duydum, sonra da amıma birşey soktu.

Vibratördü bu. Vibratör içimde durmadan hareket ediyor, bütün vücudumu da sarsıyordu bu hareket. Vibratör amımda çalışırken çakmak sesi duydum, önce sigarasını yaktı, sonra da yatağın başucunda duran mumlardan birini yaktı. Anlamıştım, her türlü acıyı tattıracaktı bana bu akşam.

O sırada evin telefonu çaldı. Engin, odasında bulunan paralel telefonu açtı, konuşmaya başladı. Arayan kocamdı. Konuşmalarından kocamın İtalya’dan aradığını anlamıştım. Biraz konuştuktan sonra,

“Bir dakika dayı…” dedi ve

“Yengeeeee, dayım arıyor!” diye seslendi ve telefonu kulağıma tuttu. Amımdaki vibratör hiç durmadan titrerken ve ben zevkten geberirken, kocama,

“Canım, vardın mı?” dedim.

Kocam başladı anlatmaya, uçaktan, yolculuktan, otelden bahsedip duruyordu. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ve telefonu kapatmak için en ufak bir bahane bile aklıma gelmiyordu. Sadece o bir şeyler sorduğunda, “Evet canım… Hayır canım… Tamam canım…” diyordum. Neyse ki kocam biraz sonra,

“Hadi canım kapatalım, sen de fazla oyalanma, yat uyu! Öptüm!” deyip telefonu kapattı. O değil de, kocama sesimi normal duyurabilmek için çektiğim işkence, Engin’in yaşattığı acıların hepsinden daha fazlaydı.

Engin yeniden arkama geçti ve az önce yaktığı mumu belime damlattı. Domalık olduğum için mum belimden aşağı doğru akıyor ve donup kalıyordu, mumun takip ettiği bütün yolu tüm vücudumda hissediyordum. Sırtıma da damlatıyordu, hem de kemerle vurduğu yerlere, böylece acım daha da artıyordu. Engin attığım çığlıklardan müthiş keyif alıyordu.

Derken mumu söndürüp yerine bıraktı ve sikini götüme sürtmeye başladı. Vibratör amımdaki bütün suları akıtarak, yatağı ufak bir göl haline getirmişti. Götüme henüz sikinin başı girmişti ki, bir anda hepsini kökledi. Artık iki deliğim de doluydu. Amımdaki vibratör içimi titretirken, Engin de götüme yarağını deli gibi pompalıyordu. Kaçıncı orgazmımı yaşıyordum bilmiyorum.

Engin götümden çıktı ve başucuma geldi yine, boğazıma kadar soktu yarağını, bir iki gidip gelmeden sonra ağzımdan çıkarıp yine yüzüme boşaldı. Oysa önceki boşalmasındaki döller yüzümde daha yeni kurumaya başlamıştı. Sonra amımdaki vibratörü çıkartıp attı yere, ama halen titreşim sesini duyabiliyordum. Ayaklarımı çözdü, ellerimi de.
Beni sırtüstü yatırdı. Ayaklarım uyuşmuştu ve kim bilir kaçıncı orgazmdan sonra bacaklarımın dermansız kalması normaldi. Ayrıca onca kemer darbesinden sonra sırtım da beni çok zorluyordu. Ama bununla da bitmedi, beni yine bağlamaya başladı. Karşı koyacak gücü bulamıyordum kendimde. Ellerimi bağladı, ayaklarımı da dizlerimden büktü ve yine aynı şekilde olabildiğince gererek bağladı. Ayaklarım yere bile değmiyordu. Kasıklarımdan itibaren canım yanıyor ve bacaklarım kopacak gibi hissediyordum.

Bütün ağırlığıyla üzerime abandı. Boynumu, boğazımı, kulak memelerimi öpüyor, yalıyor, emiyordu. Onun ağırlığıyla sırtım daha çok acıyordu, ama öpülmekten de zevk alıyordum.

“Ulan orospu, çilekli çikolata gibi kokuyorsun hep, yiyeceğim seni!” dedi.

Ne büyük iltifattı. Öperek memelerime geldi. Isırıyordu, sert sakallarını meme uçlarıma sürtüyordu. Sonra üzerimden doğruldu ve çantadan mandal çıkartıp meme uçlarımı sıkıştırdı. Canım çok yanıyordu, acıdan kıvranıyordum.

İlk taşındığında odasına kendisi küçük bir buzdolabı almıştı, buz kalıbını çıkardı, buz parçalarından birini aldı ve amımın içine sokuverdi. Amım zaten vibratörle sikilmekten acıyordu ve yanıyordu, buzun girişiyle gözlerim yerinden çıkacak gibi oldu. Buz amımda erimişti, ama soğukluğu ve sızısı kaldı. İki kez daha tekrarladı bunu ve artık ben de zevk alıyordum.

Kendine bir sigara yaktı, bir nefes çekip bana da uzattı. O anda o bir nefes sigara kadar hiç bir şey iyi gelemezdi bana. Sigarayı bitirdikten sonra çantaya uzandı tekrar ve bu sefer çantadan garip bir cihaz çıkardı. Cihazda iki tane kablo ve kabloların ucunda metal kıskaçlar vardı. Cihazın düğmesine basıp, metal kıskaçları amımın dudaklarına dokundurdu. Bana elektrik veriyordu!

“Yapmaaa!” diye bağırmamla birlikte, suratıma okkalı bir tokat yemem bir oldu. Alt dudağımdan kan süzüldüğünü hissettim. Amıma tükürdü ve metal kıskaçları yine değdirdi amımın dudaklarına. Çok acı çekmiyordum, ama korkuyordum ve bütün bedenimin sarsıldığını hissediyordum. Yine,

“Yapmaaaa!” diye bağırdım. Yalvarıyordum, “Lütfen yapma, ne istersen yaparım!” diyordum. Ama Engin,

“Ben bunu istiyorum!” dedi ve devam etti. Sonrasını hatırlamıyorum, bayılmışım galiba.

Gözlerimi açtığımda siki amımdaydı ve beni sertçe sikiyordu. Arada bir üstüme abanıyor, memelerimi sıkıyor, mandalların kenarından görünen meme uçlarımı yalıyordu. Yeniden zevk almaya başlamıştım, altında kıvranıyor, inliyordum.

Bir süre daha amımı sikti, sonra doğruldu, başımın altına yastık koydu, sikini memelerimin arasına sıkıştırıp, orda gidip gelmeye başladı. Bana her yaklaştığı ben de sikinin başını yalıyordum. Kuvvetli bir hırıltı inleme arası sesle yine yüzüme ve göğüslerime fışkırttı bütün döllerini. Yanaklarımdan yastığa süzüldü bir kısmı.

Üzerimden kalktı, önce mandalları çıkardı memelerimden, sonra da beni çözdü. Biraz rahatlamıştım, ama ayaklarımı bile kıpırdatamıyordum.

“Geliyorum canım!” dedi. Bana canım dedi, hem de ilk kez. Bunca sikişmelerin hepsi romantizmden çok uzak, hayvanca sikişmelerdi, ama bu en kötüsü, en şiddetlisi onun hoşuna gitmişti, bana canım diyordu.

Engin’in odasındaki banyoda küvet yoktu, sadece duş vardı. Aşağıdaki banyoya inmiş, kuveti doldurmuştu. Yanıma geldi,

“Hadi canım yıkanalım!” dedi.

“Ne olur biraz uyuyayım!” dedim.

“Yıkanalım, kendini iyi hissedeceksin!” dedi. Zorlanarak doğruldum, ayağa kalktım. Bu arada gardrobunun önündeki boy aynasına gözüm takıldı, ayakta öylece kalakaldım. Memelerimin uçları ve kenarındaki birkaç yer morarmıştı. Boynumda da morluklar vardı. Alt dudağımın kenarı patlamış, şişmişti, kan halen duruyordu. Yüzümdeki, saçımdaki döller terle karışmış kurumuştu. Sırtımı döndüm aynaya, kemerinin sırtımda bıraktığı izler, kırmızı şeritler halinde boylu boyunca uzanıyordu. Kalçalarımda da tırnaklarının bıraktığı hafif kanlı çizikleri vardı.
“Çok seksisin canım!” dedi. Bir an zoraki gülümsedim. Ama bence de çok seksi görünüyordum. Beni kucakladı ve banyoya indirdi. Küvete yatırdı ve her yerimi ılık suyla okşayarak yıkadı.

“Biraz burda yat dinlen!” dedi, kendi çıktı banyodan. Ilık su beni dinlendirdi ve birazda olsa kendime getirdi. Yarım sonra geldi, beni ayağa kaldırıp bornozumu giydirdi. Yine kucaklayarak odasına götürdü.

Odada biraz önce yaşananlardan eser yoktu. Her şeyi toplamış, yatağa temiz çarşaf sermişti. Pencereden odaya giren aydınlığa takıldı gözüm, biz onun odasına ilk girdiğimizde de aydınlıktı hava.

“Akşam mı oluyor?” diye sordum.

“Hayır canım, sabah oluyor! Karnın aç mı?” dedi gülerek. Hiç bir şey yiyemeyecek kadar halsizdim,

“Sadece uyumak istiyorum!” dedim. Bana sıkıca sarıldı, göğsüne yasladı beni ve

“Uyu canım!” dedi.

“Bana canım diyorsun artık?” dedim.

“Çünkü hayalimdeki seksi sen yaşattın bana. Sana aşık oldum çilekli çikolatam!” dedi ve saçlarımı okşadı. Beni yatağa yatırdı. Kafam yastığa değer demez uyumuşum.

Ne kadar uyuduğumu bilmiyorum, beni dudaklarımdan öperek uyandırdı. Şaşırmıştım, kahvaltı hazırlamış yatağa getirmişti, hatta ekmek bile kızartmıştı.

“Günaydın canım. Telefonunu getirdim, dayımı ara da konuş!” dedi.

Aradım. Kocam yoğundu, katıldığı seminerlerden, toplantılardan bahsediyordu. Biraz daha konuşup telefonu kapattık. Gözüm saate takıldı, saat akşam üzeri 5 olmuştu. Engin kahvaltı tepsisini dizlerimin üzerine bıraktı ve kendi de yanıma uzandı. Her bir lokmayı onun ellerinden yiyordum. Canım halen yanıyordu, özellikle de sırtım, ama Engin’in ilgisinden dolayı çok mutluydum. Kahvaltı bitince,

“Biraz daha yatmak istiyorum!” dedim.

“Zaten yatacağız!” dedi, tepsiyi alıp masaya koydu, yatağın kenarından amıma doğru süzüldü, amımı yalamaya başladı. Ama yavaşça, tadını çıkara çıkara yalıyordu.

“Tuvalete gitmem lazım!” dedim,

“Tamam!” dedi. Yine zorlukla doğrulup ayağa kalkabildim. Banyoya gittim, çişimi yaptım. Sonra bornozumu çıkartıp aynada kendime baktım, dünden pek de farklı değildim, ama bu halim beni tahrik etti. Duşu açtım, suyun altına girdim, ılık suyla duş yaptım.

Banyodan çıktığımda, Engin çırılçıplak yatağa uzanmış, sikini sıvazlayarak beni bekliyordu. Elini uzatarak,

“Gel canım, 69 yapalım!” dedi. Üzerine ters uzandim, 69 olduk. Yüzünü gömdü, amımı yalamaya başladı. Ben de sikini yalamaya, emmeye başladım. Siki kalkmış, kazık gibi olmuştu. Ona,

“Dün akşam yaptıkların için kendini affettirmen lazım!” dedim, üzerinden kalkıp yüzümü ona döndüm, sikinin üzerine amımı sürtmeye başladım. Zevk alıyordu biliyorum, tabi ben de. Yavaşça amıma sokmaya başladım sikini.

Artık sikinin tamamı içimdeydi, hiç çıkartmadan kendimi sağa sola hareket ettiriyordum. O da kalçalarımı sıkıca tutmuş, bana yardımcı oluyordu. Yavaş yavaş oturup kalkmaya başladım, sonra hızlandım. Siki boru gibi içime giriyor, sonra yarısına kadar çıkıyordu. Müthişti. O da bazen kalçalarımı sıkıyor, bazen memelerimi avuçluyordu. Sonra içimden çıkmadan beni altına aldı, bacaklarımı iyice ayırıp amıma baktı,
“Ben bu çikolatayı eriteceğim!” dedi. Gerçekten de altında eriyordum.

“Sik beni! Sikinle erit beni!” dedim. Hızlıca pompalamaya başladı. Kasılarak, birkaç dakika süren uzun bir orgazm yaşadım. O kadar güzel sikiyordu ki beni, bitmesini hiç istemiyordum.

Bir hafta boyunca da bitmedi zaten, tuvalet ve duş yapmak haricinde yataktan çıkmadım. Hele odadan hiç çıkmadım, kahvaltım ve yemeğim de hep yatağa geldi. Onun haricinde durmadan sikiştik.
Kocamın gelmesine 4 gün kala odadan çıktım, Engin de yeniden işe gitmeye başlamıştı. Kalçalarımdaki tırnak izleri geçmiş, ama sırtımdaki kızarıklıklar halen vahim durumdaydı. Dudağımın kenarı da şişmişti idi. Engin işten geldiğinde yine sevişiyorduk, deli gibi sikişiyorduk, ama artık bana zarar vermiyordu.

Kocamın geleceği gün hazırlık yaptım. Kalçalarımdaki izler tamamen iyileşmişti. Sırtımdaki izler hafif belli oluyordu, ama acımıyordu artık. Kocam geldi, uzunca sohbetlerden sonra odamıza girdik. Kocam benimle sevişmek, sikişmek istiyordu, hakkıydı.
Geldiği günden itibaren bir hafta her gece seviştik, sikiştik ve kocam vücudumdaki hiçbir izi fark etmedi. Dudağım haricinde, dudağımdaki hafif şişlik halen inmemişti. Onu da uçuk çıktı diye geçiştirdim, inandı.

Kocamı da, Engin’i de seviyorum, hatta ikisine de aşığım!

……………………………………………………………………………………….

öfke ile kalkan sert siker
Karımın benim neredeyse yarım kadar olan vücudunu altımda eze eze sikiyordum. İnlemeleri uzadıkça uzadı çırpına çırpına boşalacaktı birazdan. İnce uzun gövdesi orta boy göğüsleri dar kalçaları ile Balkan göçmenliğinin hakkını veriyordu. O kadar huzur dolu ve sakin idi ki benim gibi sinir küpü bir adamı bile sakinleştirmişti. Görücü usülü evlenmiştik bana iki çocuk verdi ama vücudu aynı incelikte. İş için bir haftadır saçma sapan yerlerde idim. Bunun azgınlığı ile ikinci postaya başlarken önce isteksizdi ama şimdi altımda çığlıklar ile boşalıyordu. İkinci postaları boşalmak bilmiyorum diye sevmezdi. Dudaklarımı ısıra
mersin escort kız ısıra orgazm oluyordu. Sert sikişmeme alışması zaman aldı ama şimdi dudaklarım dişleri arasında uzuyor tırnakları sırtıma batıyordu. İçine daha sert girmemi istermiş gibi beni kendine çekiyordu. Tam istediğim kadındı, evine bağlı, temiz, sözümden çıkmayan. Genç yaşta babalarını kaybetmiş bir ailenin kızı. İkinci postaya başlamak istediğimde yarın yapsak dediğinde vereceğim cevabı biliyordu. Bir sonraki seyahatimde Rus siker gelirim, yat şuraya çabuk. Arada orospuları sikmiyor değilim ama tekstil ve ihracat işinde iseniz müşterilerin doğal ikramı zaten.

Bu lüks ev, arabası ve huzurlu yaşam belki de hayal ettiğinden de fazlası idi ve bir dediğimi iki etmedi şimdiye kadar. Boşalmak için götüne sokmaya niyetlendim. Çok gürültü yaptık kardeşim duyacak dedi. On yıl önce yirmi yaşında idi evlendiğimizde ve dar götüne kalın sikimi sokmama önceleri izin vermemişti ama sonra bir hafta eve mersin otele gelen escort uğramayınca döndüğüm gün ağlaya ağlaya almıştı arkasına. Şimdi de kolaylıkla aldığını söyleyemem kalın sikimi. Evet ben seyahatteyken dört aylık bebeği ve sümsük kocası ile kardeşi bize gelmişti. Ağzı ile işini halletmesine izin verdim söylenerek. Kafasını yatağın kenarından sarkıtarak ağzına dayadım. Küçük ağzı kalın sikimi emerken en derine girebildiğim bu pozisyonu seviyorum. Aynı anda portakal iriliğindeki iki memesi de ellerimin içinde. Boğazı şişiyor sikerken. Canını yakmamak için daha fazla iteklememeye çalışarak böğürmeya başlıyorum. Boğazına akıttığım karım, nefeslenmek için biraz bekliyor. Döllerim midesine akıyordur.

On dakika sonra duştan çıktığında ise yine zarif, zayıf ve cinsellikten kilometrelerce uzak bir kadınmış gibi yanıma kıvrıldı. Çoğu Türk kadınından uzun gövdesi benim bir doksanlık, doksanbeş kiloluk gövdemin yanında kayboluyordu. mersin escort Elinde yine telefon. Ailesi ile bitmez tükenmez whatsapp yazışmaları ne oldu yine yat zıbar artık. Kardeşim sesiniz bize kadar geldi yazmış. Onlar da yapsın bizden izin mi bekliyor onun için de dedim. Kocası göğüsleri sütlü diye doğumdan beri yanaşmıyormuş. Kızın da canı yanmış bir keresinde. Karımla da doğumdan sonra acı ve kuruluk nedeniyle biraz zorluk yaşamıştık ama kayganlaştırıcı ve arka delik ile sorunumuzu aşmıştık. Haftada iki üç sikmezsem dayanamam.

Sabah kahvaltıda dertleri ortaya çıktı. Şu kızı bu herife vermeyin dediğim sümsük yine cimrilik derdinde. Düzgün gözüken bir ailenin eli yüzü düzgün oğlu. Bizimkiler de ona kandı. Ama hayat boyu ana baba parası yemiş, parası olmasına rağmen tüm hayatını beleşe getirmek için karakterini sıfırlamış bir salak. İlk gördüğümde anlamıştım. Bebeğe kıyafet lazım benden almaya gelmişler. Ulan harcadığınız benzin kıyafetlerden daha fazla. mersin anal yapan escort
Sonradan öğrendim ki benzin parasını bile anasından almış öküz. Kazandığı tüm para ile salak salak ev alan ama götüne don almaya dışarıda iki lahmacun yemeye korkan bir cimri.

Karısı ondan salak hem de ablasının tersine iri yarı balık etli alık suratlı bir karı. Karı koca benzemişler birbirine beleş su desen yüz kilometre yol giderler. Neyse o gün siktir olup gittiler. Olan karıma oldu. Bağırıp çağırdım buraya cibiliyetsizce geleceklerine para gönder gözüm görmesin karaktersizi diye.

Ne mümkün bir hafta sonra yine bizdeler. Eve havuz yaptırmışsın görmeye gelelim. Karakterli olsa gelsin ama dert beleşe tatil. Gece iş yemeği diye geç geldim eve sarhoşum hayvan gibi. Öğlene doğru kalktım havuz başındalar. İçmeme kızan karım surat yaptı. Biraz bağırış çağırış ile susturdum. Havuzbaşı çocuk ağlaması çekilmez durumda. Hıyar damat da maç seyretmeye gidecekmiş, beraber gidelim dedi. İşim var diye siktiri çektim. İki saat gezip geldim tekrar eve. Karım ve kardeşi Menekşe havuzbaşında doğrudan odaya çıktım görünmeden. İkisi de mayolu. Menekşenin bir bacağı karım kalınlığında nerede ise. Cam kenarına laptopımı alıp oturdum. Bebek ağlaması yine. Menekşe sudan çıktı. Bebeği alıp göğsünün birini çıkardı. Aman Allahım sütten daha da irileşmiş memesi kocaman. Daha yirmi beşinde ve en az yüz santimlik memeleri bebeğin kafasından büyük sert sert duruyor. Bembeyaz peynir gibi bir vücut. Tam yağlı. Soyundum şortumu giyip indim havuz kenarına. Sesimi duyunca toparlandılar. Menekşe bir gömlek giydi sırtına. İlgilenmeden havuza atladım. Çıkıp yanlarına oturdum. Menekşe bir şey soracakmış sana diyen karım ben yemeği hazırlayım diyerek kayboldu. Belli yine sinirim tepeme çıkacak. Giderken de her şeyin meydanda düzgün otur dedi. Dar şortta kalın sikim yana kaymış yukarıdan gördüklerinin şişkinliğini taşıyor. Menekşe ona kıkırdadı demek.

On yıldır benimle korkarak konuştuğundan yine bana bakmadan korkarak başladı lafa. Yeni bir ev bulmuşlar temelden. Ulan dördüncü eviniz. Elli bin eksikmiş. Bankalar faiz istiyormuş. Aa ne ilginç ama enişte istemez di mi? Ziyaret sebebi benim parama faizsiz bir iki sene konmak yani. Almayın paranız yoksa ihtiyacınız da yok zaten dedim. Ağzına bir tane çakasım var damadın da bunları eve sokan karımın da. Bebek de ağlamaya başladı sinirim iyice tepemde. Emzir istersen dedim. Sonra hallederim dedi. Ağlamasın boşuna yukarıdan gördüm zaten nasıl emzirdiğini dedim. Oh az bir laf sokma bile rahatlattı.

Karım ile güzel bir gece kavgası. Ne yapsın kardeşi bir yanda bir yanda kocası. Sinirimi bilen anamın bu kıza bir fiske vurursan seni evlatlıktan kovarım lafı aklımda. Bazen bir tokat bir çok şeyi çözer. Kavga üstüne sevişmedik de. İyi dedim yarın gelsinler depoya. Vereyim amk. Öğlene doğru sözleştik. Onbirde depodan aradılar geldik diye. Ulan ben müşterideyim daha. Damat anamı otogardan alacağım oradan alışverişe gideceğiz o yüzden erken geldik dedi. Annesine TV aldıracakmış, yine akşam geri döneceklermiş. Borç veren benim dert eden benim. Para gelmedi bankadan. Bir iki saate gelir dedim. Ben de müşteriden çıkınca bir saate oradayım. Menekşe beklesin o zaman dedi. Tamam dedim şöförle gönderirim Menekşeyi sümsük damat beyimiz bir daha köprü trafiği çekmek istemiyormuş.

Depodaki ofisime geldiğimde karşımdaki Menekşenin alık alık soruları ile iş yapmaya çalışıyorum. Şerefsiz bir müşterinin yüzbin borcu var telefonlarıma çıkmıyor. Sekreter not bıraktı depodan bir iki çocuk kıyafeti atmış çantasına baldız. Karaktersiz karı toplasan elli liralık mal için beni de rezil ediyor çalışanıma, sinirden ağzını burnunu kırasım var. Bir yandan da Fransa seyahati yaklaşıyor karımla davetliyiz onu halletmeye çalışıyorum. Sinirden telefonu kıracağım şimdi. Ben de görmedim Fransa’yı dedi. Gidin dedim. Çok masraf dedi. Bize de bir davetiye çıkmaz mı? Sinirim iyice zıpladı. Piyango sanki amk. Kızım dedim bağırarak her şeyi beleşe getirerek yaşanmaz. Hele sizin gibi parası varken bunu yapmak cibiliyetsizlik. Ay hemen kızıyorsun üç kuruşluk bir şey sordum dedi. Üç kuruş ise dilenmeyin dedim. Kalkıp kafayı koyacağım şimdi. Ne çabuk sinirlendin ablam da söyler sinirli olduğunu dedi. Aa evet nedense beleşçi cimrilere sinirleniyorum. Karımdan da para tırtıklıyor geri zekalı ses etmiyorum. Bankadan para gelince çekin gidin ablanı da koydurmayın kapı önüne diye bağırdım sonuna bir kaç küfür ekleyerek. Ağlamaya başladı hanımefendi. Ben dedim zaten beni yalnız bırakma diye Aras’a sen para istersen daha fazla da verir dedi.

Oha öküze bak. Nevrim döndü iyice. Ulan ne çirkinmişsiniz lan karısını konsomasyona mı bıraktı ardında diye bağırdım tekrar. Suratı değişti yalancı ağlaması durdu. Öyle deme abi dedi sana güveni tam ama bir iki bin fazla iste sana hayır demez anlamında söyledi. Kızım bana güveni niye tam bilmiyorum ama ikiniz de mi salaksınız. Arkasında karısını bırakıp fazladan borç isteyenin karısına ne yaparlar bu devirde. Sizin para duyunca beyniniz de mi duruyor lan. Aman başkasına da yapmayın bu aptallıkları. Öyle mi düşünülür abi dedi tekrar. Zırlaya zırlaya. Ne düşünülecek ki salak karı dedim. Sizin beleş hayatınızı orospular yaşamak için yemedikleri kalmıyor lan. Kapı çaldı. Sekreter panik bir surat ile elinde para çantası bağırışlarım duyulmuştur koridorunun diğer ucundan. Bir şey var mı diye soracak oldu ona da bağırdım. Korkudan kaçtı.

Çantayı açtım yetmişbin. Beş onbeş de seyahat için istemiştim. Kaç isteyecektiniz benden yeni planınızda. Tekrar ağlamaya başladı. Ağlama lan dedim namuslu orospu, yaptığın orospuluk işte ha sikilmişsin ha sikilmemişsin söyle ne kadar. Elli beş iyi olur dedi sümüğünü çekerek. Bu kadar lafa ben beş kuruş almadan çıkardım ulan ne berbat bir aileymişsiniz. Ne diyecen sümsük kocana diye tekrar bağırdım. Yanına oturup onluk desteleri çantasına atarken. biraz güldüm abi lütfen dedim bir beş daha mı kaptım diyeceksin sonra enişte bey salak diye güleceksiniz değil mi? Cevap vermedi yüzüme bak lan diye kollarını sıktım. Aylardır sikmeyen kocan benim altıma mı gönderdi seni. Hayır abi deme öyle diye hıçkırdı. Bundan ben de emindim sadece ağır salak ve paragözdü ikisi de. Bırak gideyim. Kontrolden çıkmıştım artık. Kollarını hala sıktığımı fark ettim. Ne zaman ödeyeceksiniz bu parayı diye salladım vücudunu. Bilmiyorum abi dedi tekrar. Ulan siz adam sikmeye mi geldiniz buraya dolandırıcı mısınız? Borç isteyen adam gibi söyler altı ay bir sene diye. İki gülücüğe ablanın hatırına beni mi çarpacaksınız.

Aman bir sürü para kazanıyorsun niye bize de biraz vermiyorsun ki deyince film koptu bende. Ben kırkıma gelmişken hala ebem sikilip Eminönü piyasasının itleri arasında köpek gibi çalışmam sizin için mi lan diye sağlam bir tokat geçirdim suratına. Şok olarak yana doğru dönerek ağlamaya devam etti. İçimde bir iki tokat daha geçirmekten başka düşünce yoktu. Bir tokat için daha havaya kaldırdığım elim titriyordu. Uzun eteği yana doğru kıvrılınca koca götüne yapışmış sıcak havadan ve ağlamaktan hafif terlemesi altındaki çamaşır izini iyice ortaya çıkarmıştı. Yanında oturmuş halde suratına bir tane daha yapıştırmak istiyordum. Suratını kapamış ağladığından ortada olan koca kıçına yapıştırdım tokatı. Şeklini bozmadan durdu. Sinirden aklımı kaybetmiş gibi, ki daha önce de karıma laf atan bir lavuğu da nasıl dövdüğümü pek hatırlamam, tekrar yapıştırdım kıçına kallavi bir tokat. Abi yapma diye aynı pozisyonda ağlarken bir yandan da içi para dolu çantayı tutuyordu. Bir tokat daha geçirdim sert koca poposu titredi.

Senin de seni böyle yapan kocanın da kaynananın da hakettiği bu lan dedim. Bir tokat bir tokat daha atıp sonuncu da elimi geri çekmedim. Belinden kavrayıp vücudunu kaldırdım, beni bile zorladı ağırlığı, kalın bacaklarını kucağıma doğru uzattım. Şimdi annesinden poposuna şaplak yiyecek bir çocuk gibi kucağımda idi. Bir tane daha çaktım kıçına. Abi lütfen bırak gideyim diye çırpındı. Sus lan orospu diyerek bir tane daha. Her tokatta can acısından bağırıyor kaçmaya çalışıyordu. Dört, beş saydırdım kıçına tokatları. Parmaklarımla kıçına yapışmış eteği çekince pembe ince çamaşırı ve değirmen misali beyaz kıçı çıktı ortaya. İki tane de çıplak kalçasına çakınca tokatı kıpkırmızı oldu kıçının bir yanı. Bir eli ile eteği geri iteklemeye çalıştı. İnce pembe çamaşırı kıçında toplanmış tombul amının izi top gibi ortaya çıkmıştı. Kucağımdan çırpınarak kaçmaya çalışıyordu ama kalın gövdesi bile benim uzun güçlü kollarımdan kurtulmaya yetersizdi. Sol kolum ile belini sıkıca sarıp sağ dizimi biraz yükseltince kafası koltuğa gömüldü, dizimin hizasındaki kıçı yükseldi. Seri halde sert sert tokatlamaya başladım o da hıçkıra hıçkıra ağlamaya. Kolum yorulunca ara verdim biraz.

Sikimi fark ettim, pantolonumu patlatacak durumda yumuşak göbeğine baskı yapıyordu. Kıçında beyaz bir yer kalmayana kadar tokatladım. Beyaz kalın bacaklarının bitiminde şimdi kızarmış parmaklarımın izi çıkmış kırmızı bir göt duruyordu. Ter içinde kaldık ikimiz de tokattan ve çırpınmalarından. Tombul amının çizgisi terden götüne yapışmış çamaşırından ortada idi. Kocaman tokattan kızarmış güzel bir göt ve tombul bir am. Kilolu bile olsa göçmen fiziği, gençliği götünü güzel gösteriyordu. Belini sardığım el ile bir ucundan diğer elimle de öbür ucundan tutunca kolaylıkla yırtıldı çamaşırı. Abi etme kurban olayım dedi. Tekrar kaçmayı denedi. İki tokat daha çaktım götüne. Sus lan orospu diye bağırdım tekrar. Elimi tombul götünün arasına attım. Hafif terlemiş ama kuru bir amcık. Hala çırpınmaya çalışıyordu altımda. Ensesini sıkıp yastığa gömdüm çırpınması azaldı. Götünü tokatlamadım eze eze avuçladım. Kendime gelip bıraktığımda boğulacakmış gibi nefes nefese ağlamaya başladı. Çırpınma amına koduğumun diye tekrar bağırdım. Kapalı bacak arasına tükürüklediğim parmağımı attım. Cildi kaygan ablası gibi, kocaman ama biçimli götü. Etli bir ama dokundu parmağım dışı hala kuru. Bacaklarını kasmasına rağmen elimi araya sokmayı başardım. Bacaklarını kasmasından parmaklarım acıdı. Yine de bir parmağım içine kaydı bile. Abi etme dedi tekrar. Darmışsın orospu ne zamandır sik yemiyorsun. Cevap vermedi sadece ağlamaya devam etti.

Çırpınmalarından bacaklarını kasmasından zorlanarak bir kaç gir çıktan sonra parmağımın ucunda o tanıdık ıslaklığı hissetmeye başladım. Daha rahat girip çıkıyordum. O da abi dur lütfen diye ağlamaya çırpınmaya devam ediyordu. Tombul amcığını avuç içi ile ezdikçe refleks olarak kalçası yukarı kalkıyordu. Tokattan kızarmış dev kalçaları kıpkırmızı arasına tamamen girmiş kalın elim. Amcığını görmek istiyordum karının. Kucağımda çevirdim ve hızlıca altından çıkarak dizlerinin biraz üzerine ata biner gibi oturdum üstüne. Doğrulmaya çalıştı. Tokatı gösterince vazgeçti. Amcığı şimdi hemen elimin altında ve gözlerimin önünde idi. Elim önden daha rahat çalışacak. Ağlamaktan ve tokattan kızarmış suratı karşımda elleri ile yüzünü kapatmış hıçkırıyordu hafif hafif. Pantolonun fermuarını ve düğmesini açınca yarağım rahatladı biraz. Ablasının amı ile hiç ilgisi olmayan şişkin bir tepeciğin altındaki etli geniş amcığı karşımda idi. En az iki haftalık kıllar ile çevrili. Koyu pembe dudakları arasından sanki yıllardır sikilmiş gibi hafif dışa taşmış bir amcık. Ama kusursuz kelebek gibi. Saatlerce yalanır. Avucumun içini dolduracak kadar büyük. Önce çevresini okşayıp bu sefer iki parmağımı saldım içine. Karımın amcığı gibi avuç içimde kaybolmayan içini dolduran bir amcık. İrkildi. Islaklığı ile yarıya kadar rahatlıkla soktum parmaklarımı, bir elim ile gömleğinin düğmelerini açtım. Altında dar bir atlet. Sikecem şu giyim tarzını. Memeleri belli olmasın diye kat kat. Çıkar üstündekileri diye bağırdım. Tepki vermedi. Atleti iki elim ile çekiştirdim. Amından çektiğim elim ıslak. Elleri ile engel oldu. O iki dev memeye ulaşmadan işim bitmez. Kalktım üstünden. Doğrulmaya kalktı. Yat oraya yoksa yarak manyağı yaparım seni dedim. Yarak korkusu ile pozisyonunu bozmadan durdu. Bir eli ile çıplak bacakarasını kapamaya çalıştı kıvrıldı.

Aradığımı bulup tekrar aynı pozisyonda oturdum üstüne. Pantolonsuzum şimdi. Bu sefer gözleri kapalı kafası yana çevrili. Yine benden aldıkları atletlerden bu. Sinirim tekrar yükseldi. Makasın soğukluğu tenine değince gözlerini açtı. Kıpırdama batırmayayım bir yerine. Korkudan büyümüş gözleri ile atletini boydan boya kesmemi izledi. Kesip ikiye ayırmam bitmesine rağmen gözleri hafifçe aşağıda idi. Önü açık çamaşırımdan yarağımın başı çoktandır dışarda. İyice şişmiş mor başı ile ona bakıyordu. Ablası gerdekte gördüğünde şok olmuş, kızlığını alma yarım saat sürmüştü. İçindeki sütyen önden çıt çıtlı emzirme sütyeni. O çıt çıtı da açınca dev beyaz göğüsleri iki yana yayıldı. Elleri ile kapamaya çalıştı. Boğazını sıkıp yüzüne yaklaştım. Sikerim o ağzını da yana koy ellerini. Üzerinden doğrulduğumda onun elleri yanda benim bir elim ise amının çevresinde idi. Göğüsleri yüzlük değilmiş yüz onluk. Yakından dev beyaz bir top. Uçları cildinden beklenmeyecek şekilde koyu kahve. Cildi pırıl pırıl. Heyecanlı nefes almaları yüzünden inip kalkıyorlar. Am dudaklarını aralayıp bir parmağımı sonuna kadar soktum. İleri geri yaparken içini eziyordum amcığının. Diğer elimi memesine attım. Aman Allahım sert içi silikon dolu gibi sanki. Uçlarını sıkınca yapma abi dur dedi tekrar. Belli ki hassas bir yerini yakaladım. Avuç içimi yalayıp göğüs ucunda daireler çizmeye başladım. Göğüs ucu da kısa sürede avuç içime batmaya başladı. Uçları gerçekten dut gibi uzadı. Göğüs uçları demek zayıf noktası. Amının içindeki parmağımı çıkartıp am dudaklarını aralayıp bızırını buldum. Ablasınınki bir nokta gibi iken bu tombul karınınki ufak bir bilye gibi ortada idi. İki parmağımın arasında okşadım. Ağlaması durmuş gözleri kapalı kafası yana çevrili zorla nefes alıyordu. Üzerine eğilerek bir memesinin dillemeye başladım. İçindeki elim ile hem bızırına bastırıyor hem de içinde acımasızca ileri geri geziyordum. Teslim olmuştu nihayet veya yarak manyağı yaparım tehdidi işe yaramıştı.

Dakikalarca sürdürdüm bu saçma pozisyonda karıyı parmaklamayı. İçindeki sular avuç içime doluyordu. Islak avcum amına çarparken çıkan am suyu sesleri arasında sol memesinin ucunu dillemeye devam ettim. Alt dudağını ısırıyordu. Bir süredir bacakları iki yana açılmış vücudu hareketsizdi. Elim rahat çalışıyor üzerine abandığımdan donumdan taşan sikim bacağına batıyordu. Abi dur diye bağırdı. Ama bu dur sesini parmağımı saran amcığı ve titreyen göbeği dinlemedi. İçindeki parmak sayısını iki yapıp amcığının içini ezmeye başladım bir elimle de meme ucunu. İki eli ile yüzünü kapayıp hıçkıra hıçkıra boşaldı altımda ses çıkarmamaya özen göstererek. Kalçalarının hafif hafif yükselmesini tombul am dudaklarının açılıp kapanmasını seyrettim. Göğüs uçları gözümün önünde irileşti. İçinden çıkardığım parmaklarım birbirine yapışmıştı am sularından ama daha güzeli sıktığım memesinin ucundan damlayan süt damlaları idi.

Üzerinden kalktım masanın üzerindeki suyu kafama diktim. Yan dönmüş eteği ile kıçını örtmüş duruyordu. Bacaklarından tutup kendime doğru çevirdim, şaşkınlıkla çırpındı. Bacaklarını katlayarak kanepeye bastırdım karıyı iyice ve arasında yerimi aldım. Abi hani bir şey yapmayacaktın dedi. Öyle bir şey demedim diye bağırdım. Yarı oturur gibiydi. Katladığım kalın bacakları memelerine kadar yapışmış top olmuştu vücudu. Yapma abi yakma ikimizi de diye tekrar ağlaması başladı. Sikim taşlaşmış onu mu dinleyeceğim. Am sularından parlamış kabarık bir amcık gören taşlaşmış bir yarağım var. Sikim zaten kalın ama bu durumda bana bile mor başlı bir canavar gibi gözüktü. Beynimde kan yokun tanımı buydu. Tamamen ortaya saçılmış etli amcığının karımınkinin neredeyse iki üç katı olan dudakları açılmış yanakları kan dolmuş ortadaydı. Tombul amcığının başına değdiğimde abi lütfen kıyma bana dedi. Sanki Türk filmi tecavüz sahnesi. Boğazını sıkarak kanepeye yapıştırdım. Öyle sikeceğim ki seni bir daha kimseden para yalvarmayacaksın orospu. Aç ulan gözlerini diye suratına yaklaşıp bağırdım. Öpeceğimi zannetti herhalde dudağını kaçırdı.Boynundan kavrayıp kafasını kaldırdım. İki kat olmuştu. Bacakları göğüslerine yapışmış. İçine girecek yarağa yakından bakıyordu. Bak bakalım nasıl girecek amcığına koca yarağım. Abi dur dedi tekrar. Başını sokmuştum bile. Islak sıcak. Amcığın kavradı bak hemen ne zamandır sik yemedin lan. İçine giren yarağıma ağlayan gözleri ile baktı ama cevap vermedi. Havaya kaldırdığım tokatı görünce bu sene yapmadık abi dedi. Ulan temmuz bitiyor. Hamilelik filan derken yani yedi sekiz aydır yiyeceği ilk yarak. Biraz daha itekledim. Abi dur yerine yavaş acıyor dedi şimdi. Acır. Ben bile rahat değilim. Islaklığa rağmen gerildi am dudakları. Kaçışı olmadığını anlamıştı. Gözlerini yine kapamış bana ve yarağıma bakmıyordu. O kadar parmaklamaya boşalmaya dardı yine de amcığının içi.

Niye yavaş orospu kocanın yarağı daha mı küçük. Cevap vermedi. Ben de kökledim. Evet kökledim. Dibinde bir yerlere çarpınca bağırdı. Tombul am dudakları sanki sikim ile birlikte içe doğru toplandı. Yapma dur abi çok acıyor dedi durmadım. Kendimi kaybettim. Başına kadar çıkardım köküne kadar vurarak siktim bir süre. Her vuruşumda acı ile bağırdı suratının şekli değişti. İyice açtığım bacak arasında yarağımı köküne kadar vurduğumda etli kasıklarına yapıştım. Kalın bacaklarına parmaklarımı geçirdim. Şap şap ıslak ete çarpma sesleri gelmeye başladı. Bir süre sonra itirazları durdu kafası yana kıvrıldı. Şimdi altımda koca beyaz bir et parçası halinde idi tepkisiz. Bir iki dakikaya sakinledim ben de. İçinde kalarak tekrar yan çevirip yatırdım kanepeye ben de üstüne yattım. Deminki top olmuş halinden rahattı. Bacakları hafif açık kıpırtısız altımda iken sert dev memelerine kafamı gömdüm. Hareketsiz ölü gibiydi altımda. Kalçalarımı oynatarak hafif bir tempo ile sikiyordum. Amcığı ne kadar dar karnındaki sezaryen izi doğumun doğal olmadığını gösteriyordu. Dışını gören geniş bir amcık bekler oysa. Sıra ile uçlarını dilledim memelerinin. O tepkisiz ama göğüs uçları doğal tepkisini verdi. Uzadı dikleşti. Sikişim sakinleştikçe ben de sakinleştim. Amına sikimi batırdıkça doğal ıslaklıktan çıkan sesler geliyordu. Ablası gibi değil daha yoğun bir ıslaklık var amında. Ne güzel sarıyordu sikimi.

Bir sinir krizi anında karımın salak kardeşini sikiyordum. Daha iğrenci tecavüz ediyordum. Göğsünden boynuna çıktım sakince yaladım. Yine göğüslerine indim. Boşalmamak için, içinde bir süre hareketsiz durdum. Kulağına eğildim. Sikim büyük mü geldi dedim. Cevaplamadı. Alt dudağını ısırmış ses çıkarmamaya çalışıyordu. Yediği tokat, yediği parmaklar, kalın yarağım ile çektirdiğim acı ve tecavüz şokuna rağmen amı ıslak ve göğüsleri dikleşmişti. Dakikalardır sikiliyordu. Karmaşık bir durumdaydı ve inlememek için direniyordu. Fransa’ya birlikte gidelim mi ister misin? Bir yandan memesini okşuyor bir yandan kalçamı çevirerek içinde gezdiriyordum. Tecavüz pişmanlığı içindeydim ama yine de asıl istediğim bu genç dolgun vücudu biraz daha eze eze sikmek her yerini morartmaktı. Yine cevap yok. Tempomu artırdım ve iki elimle kavradığım memesini dillemeye başladım. Sikim dibinde bir yerlere değdiğinde acı ile açıyordu gözlerini. Meme uçları zayıf yeri. Hafifçe inleyip sustu yine. Devam ettim dillemeye. Çok kısa süre içinde dilimin ucuna taze ılık süt tadı geldi. Tekrar dibine kadar yerleşip kalçalarımı oynatarak gezdirdim içinde, boynuna çıktım. Cevap vermedin dedim. Evet dedi nefesi aniden boşalarak. Hangisine dedim sikimin büyüklüğüne mi Fransa’ya mı. İkisi de dedi ikisi de. Nihayet bir tepki alabilmiştim. Bir bacağını kanepenin kenarına atarak hızlandım içinde az evvel süt gelen memeye tekrar yapıştım bir memenin ucunu sıkarken diğerini emiyordum. Kocanın yarağı bu kadar yok mu dedim. Yok dedi. Daha da hızlandım, sevdi mi amcığın bu yarağı. Cevap vermedi. Başına kadar yarağımı çıkardım darbeli sokmaya başladım. Tekrar sordum evet diye bağırdı. Bacakları havada rahatlıkla çarpıyordu taşaklarım vücuduna. Artık tutmuyordu kendini inlemesi kesik kesik bir ıhlama. Ucundan süt damlayan memesini okşadım. Emdim çocuk gibi. Ağzımın içi süt ile dolmuş kenarlardan sızıyordu memesine. Abi çok büyük, büyük diye inliyordu. Elimi kalçalarına indirip az önce tokatladığım sert dolgun götünü avuçladım yapıştık birbirimize tekrar memeye saldırdım. Kalçaları kocaman ama genç ve sert. Hep iki yana sarkık duran elleri ile başımı kavrayıp memesine bastırdı iyice. Bir bacağı bana dolandı. O da katılmıştı artık bu sikişe. Kafam kadar memesinin içine nefessiz gömülmüş kedi gibi dilleyerek süt içiyordum. Parmak uçlarım ile göğsünü sıktığımda süt fışkırıyor. Sessiz sessiz nefesi kesilerek inliyordu.

Abi bittim ben diye inledi. Köylü lan bu karı bittim ne demek. Belime sardığı bacağı titriyordu. Amının diplerinde de aynı titreme. Memeden ayrılamıyordum. Dilimi iyice bastırdım aynı anda da yarağımı. Taşaklarımın sırıl sıklam olduğunu hissediyordum. Amının girişi kalın sikimi sıkıyor, dayanılacak gibi değil. Yeter abi demesi üzerine bir iki git gel yapabildim sadece. Titreyen, yarağımı kavrayan amcık işini görmüştü. Sanki birileri taşaklarımı sıktı içimden fışkıran döller bitmek bilmedi. Ben durunca içimi yaktı dedi. Terli ve ağzımda süt emdiğim meme bir süre kaldım. Sikim inmedi. Yıllar sonra çıkarmadan devam edebilir miyim diye düşündüm. Çalan telefon için omzumdan itekledi. İçinden çıktım. Kocam dedi. Eniştem yeni geldi dersin deyip dik duran yarağımı gösterdim. Hala açık duran bacaklarının arasından döllerim süzülüyordu. Güldü ilk defa. Gömleğini sütyenini alıp elinde telefon tuvalete doğru yürüdü. Yerdeki kıyafetlerimi alıp depodan bir atlet bir külot getirip tuvaletin kapısına bıraktım. Kanepenin bir minderi döl ve am sularından renk değiştirmişti. Silip ters çevirdim. Şöförü çağırdım. Makyajını yenilemiş giyinmiş halde çıktı. Konuşmadık hiç. Para dolu çantayı aldı gitti.

Gece büyük bir pişmanlık içinde uyumadım. Ama bir yandan da yarağım kazık gibi dik o koca sulu amcığı yalama isteği de aklımı kemiriyordur. Sonuçta gereksiz sinir ile tecavüzcü olup bir de sevdiğim karım ile evliliğimi tehlikeye atacak bir hıyarlık yapmıştım. Bir hafta sonra Menekşeden gelen telefon yaptığım salaklığın ilk bedeli olacaktı.

………………………………………………………………………………………………………………………………..

KARIM 5

Eskiyen evliliğimize renk katmak için gittiğimiz bir Yunan adasında tanıştığımız bir çift ile maceramızda karım nihayet kafasında yarattığı tabuları yıkıyordu. Onun en korktuğu şey, tanınmak ve yuvamızın yıkılmasına sebep olacak şeyler yapmaktı. Halbuki onu kandırmak için ne diller dökmüştüm.
Yoksa karım mı beni kandırmıştı.

Karım, amından sıyrılıp çıkan tarsus escort Dick’in uzun siki pırıl pırıl parlıyordu.
Amından süzülen zevk suları yatağı ıslatmıştı. Benden başka biriyle yaşadığı ilk orgazm onu çok rahatlatmış, hayalini kurduğumuz fantezinin gerçekleşmesi, gerginliği üzerinden atmıştı.
Biraz sonra banyodan dönen Nüket, şişede kalan son iki bardak şampanyayı eşimle paylaşıp kendini Dick ile karımın yanında koltuğa atmıştı.
Iphone’da, çalan Yunan müziği odada sessizliği bozan tek şeydi.

Nüket yanında yatan karıma;
– Sana Dick ile bu akşam unutamayacağın bir sürpriz hazırladık.
Karım hafifçe tebessüm etti. Ufak memeleri, nefes aldıkça inip kalkıyorlardı. Dick, hala kucağında oturan karımın, koltuk altından ellerini uzatıp dikleşmiş meme uçlarını çimdikledi.
Nüket yavaşça eğilip karımın memelerini emmeye başladı.
Karımın en tahrik olduğu bölgesi memeleri idi. mersin sınırsız escort Hafifçe inledi. Bir eliyle biraz önce içinden çıkan adamın sikini avuçladı. Dick zaten henüz boşalmamış, hazır vaziyette idi.
Nüket, karımın dudaklarını emiyor, yalıyordu. Karım da Nüket’e diliyle cevap veriyordu.
Ara sıra iki kadının dilleri birbirine karışıyordu.
Karşımdaki manzara çok heyecan verici idi.
Karım iyice tahrik olmuş, bütün vücudunu mut escort yılan gibi oynatıyor, geniş kalçalarını sallıyordu. Nüket ayağa kalkarak karımı ellerinden tutup kendine çekti.
Artık kendisini tamamen yeni çiftin tecrübeli ellerine bırakan karım itirazsız her istenileni yapıyordu. Şarabın üzerine içtiğimiz şampanya onu iyice relaks duruma getirmişti.

Nüket ayağa kalkan karımı, tekrar adamın üzerine doğru oturtuyordu. Ama adam eliyle düzelttiği sikini karımın amından akan sularıyla ıslanmış arka deliğine doğru yönlendirdi.

Sürprizi o an anlamıştım. Sevgili karımın arka deliğinin bekareti biraz sonra bozulacaktı. Karım kalçalarını sessizce adama doğru yaklaştırdı. Nüket karımın kulağına doğru eğilip,
-Şimdi Dick, sana çok zevk alacağın bir şey yapacak, kendini rahat bırak, ustanın ellerindesin.
Karım olacakları kabullenmiş gibi başını salladı.
O an benliğimi saran kıskançlık duygusu yüzümü kıpkırmızı yapmıştı. Onca dil dökmeme rağmen arka deliğini bana vermeyen karım, iki gün önce tanıdığımız bir yabancıya kendini teslim ediyordu.

Nüket tükürüklediği parmağı ile karımın arka deliğini ıslatıyordu. Karım bu temastan çok zevk almış gibiydi. Tekrar kalçalarını oynatmaya başladı. Nüket, az sonra orta parmağını diliyle tükürükleyip karımın esmer deliğine birden soktu. Karım acı dolu bir ifade ile,
-Canım çok yandı diye inledi. Nüket;
-Özür dilerim, daha dikkatli olacağım. diye cevap verdi.
Sonra parmağını karımın arka deliğinden çıkarmadan adamın ince ve uzun sikini karımın arkasına doğru yaklaştırdı.
Yavaşça arka deliğinden çıkardığı parmağının yerine adamın ince uzun sikinin başını dayadı.
Karım tünemiş vaziyette arka deliği tam adamın sikinin üzerinde idi.
Adeta acele ediyor, olacakların bir an önce olmasını bekliyordu.
Dick iki eliyle karımın kalçalarına sarılmış onu sikinin üzerine doğru çekiyordu. Sikinin başı, karımın az önce alışmış götüne doğru kaydı. Karım derin bir oh çekti. Dick tecrübesi ile acele etmeden karımı götten sikiyordu. Biraz bu şekilde bekledikten sonra karıma doğru yavaşça abandı. Siki karımın arka deliğinde dibine kadgirmişti.

Ben karşı koltukta olanları seyrediyor yeniden kalkan sikimle otuzbir çekiyordum.
Karımın suratında, daha önce görmediğim acı ve zevk karışımı değişik bir ifade vardı.
Üzerine oturduğu sikin üzerinde inip kalkıyor, adeta tadını çıkarıyordu.
Bana dönerek,
-Çok zevkliymiş hayatım, dediğin kadar varmış.

-Ohh dibine kadar giriyor.
Adamın taşakları karımın kalçalarına vurdukça sesler çıkarıyor, bu da karımı daha azgın yapıyordu.
Nüket karımın memelerini avuçlayıp, yalamakla meşguldü. Arkasını bana dönmüş bir eliyle de kendi amını parmaklıyordu.

Karım bir fahişe gibi argo konuşmaya başlamıştı;
– Sik götümü bütün döllerini içine boşalt.
– Bir elinle de amımı parmakla.
– Köküne kadar soooookk.

Hafif bir çığlık atarak ikinci kez orgazm olumaya başlamıştı.

Adamın çıkardığı hırıltılardan boşalmak üzere olduğu anlaşılıyordu. Az sonra, bağırarak karımın kalçalarını, kendine çekti ve spermlerini götünün derinliklerine boşalttı.

Ben ise çılgın gibiydim. Nefes nefese kalmış arkadan Nüket’e sarılmıştım.
Nüket kulağıma hafifçe, şimdi sıra sende. Karının senden esirgediği şeyi sana ben vereceğim.

Beni koltuğa çekerek önümde domaldı. İki eliyle geniş kalçalarını açtı.
Kara deliği önümde açılıp kapanıyor adeta beni davet ediyordu,
– Arka deliğimden istiyormusun.? diye sordu.
Ben cevap vermemiş sikimin başını tükürükleyip arka deliğine yaslanmıştım bile.
– Yanlız acele etme, benim komutlarımı dinle, senin sikin kolay girecek cinsten değil.
– Şimdi yavaşça gir.
Sikimin daha başı içinde kaybolurken bir çığlık attı.
Karıma seslenerek,
-Her akşam bunu nasıl alıyorsun böyle.?
Karım, -Ne sen sor ne ben söyleyeyim dedi hafif tebessümle.
Olsun dedi Nüket, böyle şey herkese kısmet olmaz.

Kendimi herkesin içinde övülen yeni yetme çocuklar gibi hissettim.

Az sonra Nüket kalçalarını hafifçe sallaya sallaya başını içine almıştı bile.
– Şimdi gidip gelmeye başla, ama acele etme.

Ben sikimin kalan kısmını bir tükürükleyip kadının kalçalarına sarıldım ve gidip gelmeye başladım.
Nüket ufak çığlıklar atıyordu.
Arka deliği sikime alışmıştı.
Kadın karıma dönerek, -Hayatım bak, benim kocamın sana yaptığını, kocanda bana yapıyor.
Karım adamın üzerinden inmiş götünden akan spermleri temizlemekle meşguldü.
– Sik kocacım, Nüket’in götünü sik diye bana gaz veriyordu. Sonra yanına yaklaşıp amını Nüket’in ağzına dayadı. Manzara inanılmazdı. Karım adeta bana show yapıyordu. Nüket ise başını yataktan kaldıracak durumda değildi.
Biraz daha arka deliğinde gidip geldikten sonra kalçalarından asılıp dibine kadar girdim.
Nüket orgazm çığlığı atarken bende dar deliğine spermlerimi akıtmakla meşguldüm.

Biraz sonra hepimiz toparlanmış kırk yıllık sevgililer gibi rahat hareketlerle banyoya yönelmiştik.
Ertesi sabah erkenden, Dick ve Nüket otelden ayrılacakları için akşamdan vedalaşıp birbirimize telefonlarımızı verdik.
Ben sahte numara vermiştim.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın