HAYAT BAZEN TATLIDIR SEVENLER KANATLIDIR

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bdsm

HAYAT BAZEN TATLIDIR SEVENLER KANATLIDIR

HAYAT BAZEN TATLIDIR SEVENLER KANATLIDIR

Şimdi geçmiş sepya bir fotoğraf karesi gibi… Yaşarken çok daha elle tutulurdu oysa. Anlatayım yavaş yavaş.

Çocukluk yıllarım. Cinsellik bir yandan şimdikinden daha kolay bir yandan daha zor yaşanırdı o yıllarda. İlkokulun sonlarında mahalleden yaşıtlarım ve benden büyük abilerle cinsellik muhabbetlerine başlamıştık. Pipime dokunmamın ne kadar zevkli olduğunu keşfetmeye başlamıştım ama cinsellikle ilgili bilgilerim kulaktan dolmaydı. Arada abilerimiz nasıl sikiştiklerini anlatırlardı, bire bin katıp. Ben de özellikle iki yakın arkadaşımla sote yerlerde başbaşa kaldığımda konuşurdum. Yavaş yavaş muhabbet tensel temasa kaymaya başladı. Sokakta pandik atmanın dışında artık kuytu köşelerde bazen soyunup bazen donla birbirimize sürtünüyorduk. Biraz daha büyüdükçe bizden daha küçük çocukları aramıza alıp güreşmek bahanesiyle onlara sürtünmeye başladık. Kızlar yoktu bu muhabbetlerde. Zaten gizliden gizliye toplum erkekler arasındaki ilişkiye onay veriyor gibiydi; yeter ki bakire kızlara musallat olunmasın.

Annesi pazara gittiğinde bir arkadaşın evindeydik iki kişi.

“- Yapalım mı?”

“- Olur.”

“- Önce ben.” Daha önce de yaptığımız için güvenle donunu indirdi, yatağa uzandı. Ben de üstüne çıkıp sürtünmeye başladım götüne. Daha önce hiç sokmamıştım götüne, sadece zevkli olduğunu bildiğimiz için sürtünüyorduk birbirimize. Kalkmış sikim kah bacak arasına sürtünüyor kah göt deliğine değiyordu. 1 dakika ben ona sürtündüm 1 dakika o bana. Çocuktuk daha ama zevk alıyorduk cinsellikten. 5 yaşındaki kız kardeşimi kapı kenarına sürtünürken yakalayan annem kızdığından beri kız kardeşim amını sürtmüyordu bir yerlere. En azından biz görürken yapmıyordu.

Zaman içinde yaptığımızın ibnelik olduğunu daha iyi kavrayınca utanmaya başladık bundan ve vazgeçtik. Daha doğrusu sikildiğimizi bilen arkadaşlardan utandığımız için uzaklaştık onlardan. Uzaklaşmamızın bir sebebi de yaşadıklarımızdan zevk aldığımızı bilmenin verdiği utanç duygusuydu. Aslında siken erkek sikilen ibneydi ama sikmek için sikilmek gerektiğinden hepimiz arada ibne oluyorduk. Oysa tek istediğimiz her kimle olursa olsun cinsel zevk almaktı; kimle yapmanın doğru kimle yapmanın yanlış olduğunu toplum dayattığı için suçluluk hissediyorduk.

Askeri okula girdikten sonra haftasonları kız arkadaşlar bulmaya başladım. Parklarda, korularda yanyana dolaşıyor kuytu köşelerde öpüşüp yiyişiyorduk. Şehrin göbeğindeki parkların en kuytu köşeleri “Aşıklar Parkı” adını alıyordu. Yiyişmek isteyenler orada kuytu bir ağaç arkası, çalı dibi buluyordu. Öpüşmek dışında elleşmeye bile izin vermiyordu kızlar. Onlar da çok zevk alıyordu ama onların utancı daha fazlaydı. Bir gün göğüslerine ellediğim bir tanesi “Ya hamile kalırsam?” diye ağlamaya başlamıştı. Hem cahildik hem de libidolarımız çok yüksekti.

Bir süre sonra keraneye götürdü benden büyük bir akrabam. Sonraları elime para geçtikçe keranede orospuları sikmeye başladım. Öncesinde yaşadıklarım hala aklımdaydı ama kadınlarla 5-10 dakika süren fiziksel temas kurduğum zamanlar da çok zevkliydi. Toplum bir yandan cinselliği yasaklıyor bir yandan da ona göz yumuyordu. Bir süre sonra hava karardıktan sonra şehrin merkezindeki parkların ibnelerin buluşma yeri olduğunu keşfettim. Okuldan bir arkadaş çarşı izninde yanımdan geçen efemine bir adamı gösterip

“- Hişt! Reşat! Baksana adama” dedi. Adamın hareketleri hepimizden farklıydı. O zamanlar, daha uzun saçlı erkek de yoktu, küpeli erkek de. Kıyafetler de zihinler gibi tekdüzeydi.

“- Kim ki o?”

“- İbnenin teki işte. Şu arka taraftaki bakkal sikiyormuş arada, öyle diyorlar. İlerdeki parkta olur hep akşamları.”

İşte böylece param olmadığı zamanlarda nasıl sikişeceğimin yolu açılmış oldu. Sonraki ilk cumartesi akşamı soluğu o parkta aldım. Ağaçlık, kuytu yerleri de olan bir parktı. Ne çok aydınlık ne de çok kuytu bir yere oturup etrafı izlemeye başladım. Daha 17 yaşındaydım. Çok kalabalık değildi. Arada gençten çocuklar ve daha yaşlı adamlar dolanıyordu etrafta. Bir ara parlak yüzlü, 25-30’larında biri geçti yanımdan. Kırıtarak yürüyor etrafa bakınıyordu. Gözgöze geldik. Gülümsedi ve durup yanıma oturdu.

“- Ay çok yoruldum!” dedi.

“- Otur soluklan.” dedim samimi bir şekilde. Birazdan havadan sudan konuşmaya başladık. Sonra “Ne tatlı şeysin sen”ler gelmeye başladı. Elini pantolonumun üstünden sikime attı. Tepki vermediğimi görünce “Şu arkada kuytu bir yer var oraya geçelim mi?” dedi. Bu kadar kolay olacağını tahmin etmemiştim. Yoldan biraz uzakta, çalılarla kaplı bi yere geçtik. Yeniden elini atıp okşamaya başladı. Çok tecrübem yoktu ama zevkle şahlanmıştı sikim. Ben hemen sikmek istiyordum ama o sikimi yavaşça dışarı çıkardı, eğilip yalamaya başladı. Çok şaşırmış biraz da korkmuştum ısırır mı diye. İlk başta yumuşamaya başlayan sikim dil darbeleriyle yeniden kalktı. İlk kez biri ağzına alıyordu. Elimi götüne atıp önce pantolon üstünden ardından elimi içine sokup okşamaya başladım. Tüysüz bir götü vardı. Deliğine kadar ulaşınca o da zevke geldi. Yine de acemiliğim her halimden belli oluyordu.

“- İlk mi?” dedi.

“- Yok keranede milli oldum.” dedim.

“- Erkek siktin mi daha önce?” dedi.

“- Yok ilk olacak”

“- Tamam ben anlatırım sana. Biraz daha içeri geçelim burda görünebiliriz” dedi. Az daha içeri geçince donunu indirip 4 ayak pozisyonuna geçti.

“- Gel.”

Tam sikimi deliğine dayıyordum ki

“- Önce parmağını sok ıslatıp” dedi. Benden daha tecrübeliydi ama götü daracıktı. Parmağımı ıslatıp yavaşça soktum deliğine. “Ihh!” diye bir ses geldi adını bile bilmediğim parlak heriften. İkinci parmağımı da sokup ileri geri yapmaya başladım. Ne yapmam gerektiğini bana anlatıyor “Yavaş! Hızlı!” diye bana komutlar veriyordu. “Tamam sik şimdi” dedi deliği alışınca. Sikimi deliğine dayadım. Heyecanlıydım. “Yavaş sok!” dedi. Önce başını soktum. Biraz daha sokunca inlemeye başladı. Hafiften geri çekip daha çoğunu sokuyordum. Birazdan köküne kadar soktum ve git gele başladım. Belinden tutup sikiyordum ibneyi. Elimi alıp kendi sikine götürdü. Onun siki de kalkmıştı. “Oyna” dedi. Sikmenin zevkiyle gaza gelmiş hem sikiyor hem ibnenin sikiyle oynuyordum. Sıcacıktı siki. Çok büyük değildi ama avcumu dolduruyordu. Keranede siktiğim orospulardan daha zevkliydi bu ibneyi sikmek. Çok fazla dayanacak halim yoktu.Biraz daha git gel yapıp boşalmaya başladım içine. Çabuk gelmiştim ama anlayışlıydı. Cebinden bir bez parçası çıkarıp götünü sildi. “Aferin” dedi yanağımı okşayıp. “Öğreneceksin yavaş yavaş. Bir daha içime boşalma çıkar sikini öyle boşal.”

Artık daha sık geceleri parka gidiyordum. Bir yandan utanç duyuyor bir yandan da sikişiyordum. Bir kaç kez beni sikmeye yeltenenler çıktı, bir kaç kez para isteyenler; derken yavaş yavaş uzaklaştım buradan da.

Hava harp okulundan mezun olduktan kısa süre sonra evlendim. Üstteğmen olduğumda 2 çocuk babası bir askeri pilottum. Karımla seks hayatımız monotonlaşmış arada yine dışarıda zevkler aramaya başlamıştım. Artık param da vardı, Rum bir sevgilim de. Erkek siktiğim günleri imkansızlıktan diye açıklıyordum kendime ve unutmaya çalışıyordum.

30lu yaşlarımın başı. Bir haftasonu arkadaşlarla gittiğimiz meyhanede rakının dibini görmeye çalışırken değişti her şey. Sahneden gelen ses taa içimde bir yerlere dokundu. O billur erkek sesiyle vurulmuş gibi oldum. Önce sese sonra da gördüğüm yüze. Daha önce hiç duymadığım bir şarkıcıydı sahneden içime akan. Bütün salon kadın erkek demeden büyülenmişçesine sahneye odaklanmıştı. O bebeksi yüz, o ılık ılık akan ses, o erkeksi görünmeye çalışan kadınsılık… İlk gece gözlerimi alamadım Zeki’den. Rakı beynimi dumanlamıştı. Onunla tanışmalıydım.

Çok uzun sürmedi tanışmamız. Programının müdavimi olarak en ön masadan kendisini dinlemeye başlamıştım ve kısa süre sonra garsonla kendisine haber yolladım, tanışmak istiyordum bu büyüleyici periyle. Programı bitince odasına davet etti nazikçe. Kıyafetimi düzeltip girdim içeriye. Çok heyecanlıydım. Oturduğu masadan kalkıp gülümseyerek elini uzattı bana.

“- Merhaba Zeki Bey. Reşat.” dedim.

“- Müteşekkir oldum efendim.” deyip gülümsedi tüm nezaketiyle. Kısa sohbetimizde sanatından ne kadar etkilendiğimi sesinin büyüleyiciliğini anlatıp durdum. Duyduklarından memnun olduğunu gizlemeye çalışıyor “Şımartıyorsunuz beni Reşat Bey” diyordu kompliman yapılan genç kız tavırlarıyla. Kısa süre sonra önce Bey’leri attık. Gündüz vakti görüşmek için sözleştik sonra. Bir çay içecektik sahilde. Hemen ertesi gün buluştuk. Konuştukça daha çok etkileniyordum ondan. Her şeyiyle tam olması gerektiği gibiydi; tek sorunu erkek bedenine hapsolmuş olmasıydı. Karşımda tam bir kadın vardı oysa. O da etkilenmeye başlamıştı. Bana uçaklarla, pilotlukla ilgili sorular soruyor, o koskoca demir kütlelerin havada düşmeden nasıl gittiğini anlamakta zorlanıyordu. “Sizin gibi yetenekli pilotlar sayesinde bence” dedi şuh bir kahkaha patlatıp.

Bir sonraki görüşmemizde arkadaşlığımız iyice yakınlığa dönüşmeye başladı. Konuşurken koluma dokunuyor buluştuğumuzda sarılıp öpüşüyorduk. Tek başına yaşadığı eve davet etti beni. Şirin, ufak bir evdi burası ama manzarası çok güzeldi. “Gel sana manzarayı göstereyim deyip elimden tutarak beni pencereye çekiştirdi. Pencereden eğilip gördüklerini anlatıyordu ben de tam arkasındaydım. Biraz daha yakınlaştığımda artık yüzüm boynunun hizasındaydı ve bedenim onunkine değiyordu. Dayanacak gücüm kalmamıştı. Yavaşça dudaklarımı boynuna sürttüm. Fark etmemiş gibi devam ediyordu anlatmaya. Arkadan sarıldım ve bir yandan onu dinliyor gibi yapıp bir yandan da elimi vücudunda dolaştırıyordum. Birazdan o da gevşemişti ve artık daha yavaş çıkıyordu ağzından sözler. Sikim kalkmış arkadan baskı yapmaya başlamıştı. Bana doğru dönerken tülü kapattı görünmeyelim diye. Elini kollarıma atıp başını omzuma yasladı. Ondan hem hoşlanıyor hem de hayvani bir arzuyla onu biran önce sikmek istiyordum.

Kanepeye geçtik. Kucağıma oturttum. Utangaç bir edayla eğdiği başını kaldırdım ve öpüşmeye başladık. Bıyıklarım boynunda, yanaklarında dolaşırken onun elleri de gömleğimin düğmelerini açıp kıllı vücudumda dolaşıyordu. Hiç konuşmadan anlamıştık birbirimizi deli gibi arzuladığımızı. Gömleğimi çıkarıp yavaş yavaş vücudumu öpmeye başladı. Göğsüme kadar iniyor sonra yine dudaklarıma çıkıyordu dudakları. Yavaşça üstünü soydum. Üst tarafında neredeyse hiç tüy yoktu. Bütün vücudunu öpüyor ellerimi yavaş yavaş bacaklarına ve kalçalarına indiriyordum. O da kucağımda sikimin üzerinde yavaş yavaş hareket edip beni daha çok tahrik ediyordu. Bir elini alıp sikimin üstüne koyduğumda gayrı ihtiyarı gerildi. Sikimi okşamaya başladı çekingen bir şekilde. Pantolonumu çıkarıp beyaz donumla kaldığımda o da yere bacaklarımın arasına indi. Donumu indirip sikimle oynamaya başladı. Çok tahrik olmuştum ama artık o genç tecrübesiz çocuk olmadığım için kendimi tutabiliyordum. Kumral saçlarından tutup başını sikime yaklaştırdım. Önce bir öpücük kondurdu. O da biliyordu ne yapacağını, belli ki tecrübeliydi. Sikimi yalamaya başladı. Bazen diliyle yalıyor bazen köküne kadar ağzına alıyordu. Sikim tükürüklerinden parlamaya başladığında kıllı taşaklarıma inmişti.

Ayağa kaldırıp pantolonunun önünü açtım. “Soyun bebeğim” dedim. Önce pantolonunu sonra beyaz slip kilodunu çıkardı. Tahmin ettiğim gibi ne önünde ne arkasında kıl vardı. Yüzü bana dönük olacak şekilde kucağıma oturdu. Sikim onun tam kalkmamış sikine değiyordu. Bir elimle kalçalarını okşuyor ıslattığım diğer elimin parmağıyla anüsüne masaj yapıyordum. İlk dokunuşumla inledi. Yavaşça ilk boğumuna kadar soktum parmağımı ve git gel yapmaya başladım. Bir yandan öpüşüyor bir yandan parmağımla sikiyordum daracık deliğini. Kalkmamış sikinden ince bir sıvı aktı sikime doğru. Ne zamandır sikişmiyorsa artık boşalmıştı kucağımda. Yumuşacık kalçalarını okşarken artık parmağım köküne kadar girmişti. Az sonra iki parmağımla sikiyordum onu. Zamanı gelmişti. Bu dünyalar güzeli oğlanı karım yapma vaktiydi artık. Yavaşça kaldırıp göt deliğini sikimin üstüne getirdim. “Hazır mısın yavrum?” dedim. Başını salladı gergin bir şekilde. Sikimin ucu deliğine değdiğinde yaprak gibi titredi incecik bedeni. Başını zorladım ama girmiyordu. Elime tükürüp hem sikimin başını hem deliğini ıslattım bir kez daha. Yavaşça sikimin üstüne oturturken gözleri kapandı, inlemeye başladı. Kaç zamandır arzuladığım oğlanı sikiyordum işte. Henüz daha gelecekte ne kadar meşhur olacağını bilmiyordum ama benim kalbimin sultanı olmuştu şimdiden.

Biraz daha bastırıp başını soktum. “Yavaşşş” dedi gevşemiş vücuduyla. Bu anı unutulmaz yapmalıydım. Dudaklarına yapıştım ve bir anda köküne kadar soktum. Ağzımın içinde boğuldu çığlığı ama gözleri açılmıştı. “Tamam yavrum, tamam bebeğim bitti bundan sonrası kolay” diye teselli ediyordum. Yavaş yavaş hareket ettirmeye başladım sikimi. Daha önce sikilmişti belli ki ama yine de gerilmişti. Alttan pompalamaya başlayınca yeniden zevke geldi. Azgın bir orospu gibi çıkarttığı “Ohh ohh ohh” sesleri odada yankılanmaya başladı. Bir yandan kıllı vücudumu okşuyor öbür yandan kendinden geçmiş şekilde artık kendisi kucağımda kalkıp iniyordu. Yumuşacık, pürüssüz vücudu ve mengene gibi sikimi sıkıştıran deliği beni kendimden geçirmişti. On küsür yıl sonra bir erkek hem de böylesine etkileyici bir erkek sikmek çok hoşuma gitti. Özlemişim erkek götü sikmeyi. Hareketlerim hızlandıkça inlemeleri de arttı. “Uçuruyorsun beni” dedi. Artık vakti gelmişti. Köküne kadar sokup çıkarıp bir daha bir daha köklerken boşalmaya başladım. Sikimin başı deliğin en dibine doğru giderken büyüyor ve döllerimi içine boşaltıyordu. Yığıldı kucağıma. Başını omzuma dayadı yeniden. Birazdan inen sikim göt deliğinden çıktı ve döllerim yavaş yavaş akmaya başladı. “Çok mesud oldum” dedi. Seksten çok hoşlanan orospu gitmiş yine masum genç kız gelmişti geri. “Sen de beni zevkin şahikalarında dolaştırdın yavru kuşum. Bundan sonra hep beraber olacağız.” dedim.

Yıllar sürdü beraberliğimiz. Sevdiğim bir dostummuş gibi karımla da tanıştırdım ama ilişkimizi hiç belli etmedik ona. Yine de o sahnelerin bir numarası olma yolunda son sürat ilerlerken işimiz daha da zorlanıyordu. Sonunda içinden çıkılmaz noktaya gelirken “Bırak sahneyi.” dedim. Deli gibi aşıktık birbirimize ama o sadece benim olmalıydı. Onun şöhreti benim askerliğim her şeyi daha karışık hale getiriyordu. Sonunda sahneleri tercih ettiğinde ayrıldık. Şimdi sahnelerin bir numarası, sevenlerinin paşası olarak gönüllerde yer etti ama bendeki yeri hep küçük tatlı yavru kuş olarak kaldı.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın